Gönderi

110 syf.
·
Puan vermedi
Cengiz Aytmatov’a yabancı değilim. Bundan önce iki kitabını daha okumuştum. Tesirli bulmuştum. Lakin genel anlamda fark ettiğim bir şey var. Yazar birine, bir yere, bir şeye büyük özlem duyuyor. Bu kanıya kitaplarından vardım. Beyaz Gemi’deki çocuğun babasına ve Maral Ana’ya duyduğu özlem , Gün Olur Asra Bedel’de Kazangap’a duyulan özlem ve şimdide bu kitapta Kirisk’in annesine, Kuzluk’a , ormana ve denizin kıyısında koşan ala köpeğe duyduğu özlem… Hep bir özlem . Belki de Aytmatov’un özlemini duyduğu şeyler kitaplarında çok uzak yerlerde olsa da gerçekte çok yakınındadır. İçinde bir sevinç, bir üzüntü, bir düğün, bir ölüm kalakalmıştır. Bu saydıklarıma alaycı bir sitemi olmuştur, kim bilir ? Bir çocuk kalbinde, bir büyüğün aklında.. Kitaptaki olayların aşikar bir şekilde fedakarlık belirttiği ortada. Ama niçin engin denizin , sisli karanlığın ortasında bu kavram vurgulandı ? Bence bu kavramın yaşadığı çevre de anlam bulmayışından ötürü bu kavramı sayfalarca vurguladı. “ UZUN YILLAR SÜREN EGEMENSİZLİK” . ‘Mavi yarasa su ver bana’ faslında ben bile susamıştım. Suyun gözümde değeri arttı. Kitaba ismini veren ala köpeğin ondan uzaklaşınca size doğru gelen, ona doğru gittikçe sizden uzaklaşan görünümü oldukça iyi kurgulanmış. Eve dönüş yolunda ala köpeğin Kirisk’e doğru koşması heyecanını yarı buruk ben de yaşadım. “..insanın yaşaması, düş ve düşüncelerinin çok yüce , zekasının çok parlak olması umrunda değildir ölümün.” “Bu deniz kaderim benim Bu sular gözyaşlarım” “Hayaller, insanla beraber öbür dünyaya gelemezler miydi? Gülsüm Aşkın 18 Ocak Pazartesi
Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek
Deniz Kıyısında Koşan Ala KöpekCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 20183,961 okunma
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.