Nina Hanım'cığım, merhaba, güz demek hüzün demek, sözleştiğimiz gibi Leylim Leylim'de buluşabilmek yeniden hazan günlerinde sizinle, ne güzel. Bu özel kitabın, özel mektupların, bende olduğu gibi sizde de derin izler bırakacağından şüphem yoktu hiç. Hislerimde yanılmamışım.
Öncelikle güzel incelemeniz için teşekkür ederim. Ayrıca nazik tavrınızla beni de incelemenize dahil etmeniz hem şaşırttı hem de çok duygulandırdı beni. Teşekkürler. Çok naziksiniz. Bu yaştan sonra bana çok farklı duygular yaşattı Leylim Leylim, çok derin izler bıraktı yüreğimde, benliğimde. Okudukça, okudukça, ben benden gittim, öldüm, bittim. Evet belki de bu yüzden yorumumda yansıtabildim az çok mektuplardan aldığım hazzı, hüznü beraberinde...
Okuduğum ve hissedebildiğim kadarıyla söyleyebilirim ki bu derece mahrem mektuplarının paylaşılmasını asla istemezdi Ahmed Arif.
Anadolu erkeğiydi ve adeta ölümsüzleştirdiği, taptığı ve ilahlaştırdığı kadınına yazdığı onca çok ama çok mahrem ve muhteşem özel sözlerinin başkaları tarafından okunmasını istemezdi diye düşünüyorum. "sade, mezara kadar götüreceğim tek sevdasın." demesindeki derinlikte olduğu gibi. Kadın ruhuyla sanırım hemfikiriz sizinle.
Leylim Leylim'i ilk okumaya başladığımda çok yadırgamıştım Arif'i. Okudukça ve derine indikçe anladım ki koca bir yüreği vardı Ahmed ARİF'in.
Sevmek midir esas olan yoksa "sevmesini bilmek"midir? kırmadan, incitmeden, üzmeden, parçalamadan sevebilmek... tüm bunları yaşadım Leylim Leylim'de.
Karşılıksız, çıkarsız, riyasız bir aşktı Leyla Erbil'e Ahmed Arif'in hissettikleri. Adam gibi "ADAM"dı, yürekten sevmişti kadınını, yücelterek sevmişti. Benliğinde, her bir hücresinde hissetmişti aşkını, sevdasını. Sözlerinde, o muhteşem dizelerinde dile getirmişti yüreğinden dökülenleri.
Böyle aşklar kaldı mı ki günümüzde?
Sanmıyorum, kalsa da okyanusun derinliklerindeki bir inci tanesi kadar enderdir diyebiliyorum özetle.
"Ruh eşi" tanımıyla eşleştirdiğim ve varlıkta kavuşamayan, ruhları arafta kalan bu iki özel insanın aşkına mektuplarda bile olsa şahit olmak çok güzeldi. Çok ama çok özel ruhlardı çünkü.
Koca yürekli ADAM Ahmed Arif ve tüm güzelliğiyle özel bir kadın olan, Ahmed Arif'i büyüleyen, deli eden onu defalarca yalvartan ve kendinden bir türlü kopartamayan özüyle, ruhunun güzelliğiyle bu sevdaya baş tacı olan "KADIN" Leyla Erbil'e rahmet diliyorum.
Tüm kalbimle dilerim ki bir gün arafta kalan ruhları birleşir bu dünyada olmasa da farklı bir boyutta...
"Gözlerinden, burnunun üst dudağına düşen fark edilmez incecik gölgesinden öperim canım. Öperim ömrüm. Yaşşa! "
~Leylim Leylim~