Gönderi

O Yokluklarına Rağmen Cömerttiler...
Hüseyin, gelen kim olursa olsun özel yemek yaptırırdı. İşte bu yabancı misafir de böyle salonda otururken, Hüseyin, karısı İsaf’a Kürtçe seslenip “Kafasını kes,” demiş, kadın ise her seferinde duymazlıktan gelmişti. Hüseyin, misafirin Kürtçe bilmediğini düşünerek tekrarlamıştı “Kafasını kes,” diye. Kafasını kesmesini istediği şey, bir tavuktu. Köy yerinde yumurtlayan tavuğu durduk yere kesmek İsaf’ın işine gelmiyordu. Hele de tanımadığı bir misafir için. Bir zaman sonra misafir, oturduğu yerden kıvranmaya, sıkılmaya başlamıştı. “Ben gideyim,” diye tutturmuş, Hüseyin “Olur mu, nereye gideceksin gece vakti,” diye adamı ısrarla oturtmuştu. Sonunda İsaf anlamıştı durumu. Adam, kendi kafasından bahsedildiğini sanmıştı. İsaf, “Kardeşim tavuk kesmemi istiyor, ben de diyorum yazıktır niye yumurtlayan tavuğu keseyim,” deyince adam derin nefes almıştı.
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.