Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

376 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
İncelemeyi okumasanız da olur, Hasan İzzettin Dinamo’yu tanıyın ve eserlerini okuyun yeter. Hasan İzzettin Dinamo’yu tanıyor musunuz? Sanırım çoğumuz benim gibi ya tanımıyoruz ya da yeni yeni tanıyoruz. Ben ki kendimi Dünya ve Türk edebiyatında okuduğum kadar okumadığım kitaplar ile de kendimi edebiyata hâkim sanıyorken Hasan izzettin Dinamo
Savaş ve Açlar
Savaş ve AçlarHasan İzzettin Dinamo · Tekin Yayınevi · 20171,282 okunma
··
536 görüntüleme
Hakan okurunun profil resmi
İnce Memed'den önce Hasan İzzettin Dinamo ha? Abi o zaman kesinlikle çok muntazam bir yazar demek ki. Demişsin ya, bu kitabı okumadan önce en sevdiğin kitap İnce Memed, ama bunu soyleyebilmek için artık Hasan Dinamo'yu anlattıktan sonra İnce Memed'e sırayı verebilirmişsin. Bu paragraf benim için çok anlamlı. Çünkü insan sürekli düşünüyor, İnce Memed'den öte ne var ki? Daha ne yazilabilir ki bu kitabın üzerine? Vay be! Ekliyorum hemen, en yakın zamanda okumaya çalışacağım. İnceleme gibi emek gerektiren güzel islere yine destek çok az maalesef, bu durum beni çok üzüyor...
1 önceki yanıtı göster
mithrandir21 okurunun profil resmi
Evet Hakan. İnce Memed ve Yaşar Kemal benim için çok önemli ama bu kitapta farklı bir şey var. Daha da bir işliyor insanın içine. Bunun için de bir tık öne geçti. Yaşar Kemal de Dinamo için "O bir ermiş, bir kahraman, bir çocuk saflığında, dudaklarında hüzünlü bir gülümseme, yaşadı ve öldü." demiş. Bundan başka övgü sözleri de mevcut. Her bir yazarımız zorluklar yaşamış, gerek yazarken gerekse de yazmadan önce (belki de bunlardı onları yazmaya iten) ama Hasan İzzettin Dinamo bu her iki dönemde de en azından benim bildiğim kadarı ile daha çok zorluklar yaşamış. En önemlisi de dediğim gibi ismi unutturulmuş, eserleri yok edilmiş, çalınmış ve dönemin yazarları içinde sadece gerçek bilgiye sahip kişiler tarafından bilinmiş.
5 sonraki yanıtı göster
Monsilya okurunun profil resmi
Açlık kitabında da Savaş ve Açlar'da da Tanrı'nın varlığının sorgulanması, karakterlerin Tanrı'ya sitem etmeleri ne büyük ortaklık değil mi? Tanrı'nın gerçekten var olup olmadığını en çok da büyük acılar çekerken sorguluyoruz çünkü. Bu iki kitapta da büyük acılar var. Hele bu kitapta, anlattığınızdan anladığım kadarıyla. Fakat bilmiyoruz ki Tanrı var diye iyi olmak zorunda mı? Çektiğimiz acılar ya da mutluluklar tam olarak ne anlama geliyor, bu kısıtlı dünyamızdan ne kadar anlayabiliriz ki... Ama Tanrı'ya inanmamak daha çok acı çekmek aslında. Ne kadar acı çekersen çek öldükten sonra hiçbir şekilde karşılanmayacağına inanırsın çünkü, Tanrı'ya inanmazsan. Tanrı neden tüm bunları yapıyor? sorusu hep zihnimizi kurcaladığı gibi mutlak adaletin gerçekleşeceğine inanmak da rahatlatıyor bizi. Aslında Tanrı'nın neden kötülüğe izin verdiğini sormadan önce neden varlığı, neden bizi yarattığını sormak gerekiyor. Zira bu soruyu kesinkes cevaplayabilsek neden kötülüğe izin verdiğini de anlardık bence :)
mithrandir21 okurunun profil resmi
Katılıyorum, sanırım bu düşüncelere girilmesinin sebebi de hep bir imtihan, olan her kötülüğe Allah'tandır, vardır bunun arkasında da bir hayır demek ve yapılan tanrı tanımına da insanların kafasındaki tanrı tanımının uymaması ya da beklentileri karşılamaması diyebiliriz. Sonsuz merhametli, iyilik sahibi ve affedici dediğimiz tanrının izniyle bunların olmasına nasıl izin verdiğini anlayamamız. Şahsi düşüncem olan olmayan her şey insanın kendi iradesi ile olması ve Tanrı'nın da müdahale edilmeyecek bir düzen oluşturmuş olması. Müdahale edilse eminim bunda da farklı sorunlar, en başında insanoğlu hazır konmak isterdi. Kur'an'da İsrailoğullarının Musa peygambere biz neden yapıyoruz, senin Allah'ın inanmamızı istiyorsa kendisi yapsın demesi gibi. İsmail Güzelsoy da Gölge kitabında bir çocuğa ne güzel söyletiyor, burada olanları Allah'a anlatacağım.
İsmail okurunun profil resmi
Uğur, sen bitmişsin artık. Seni Yaşar Kemal, İnce Memed ile uyarmıştı, bu yol çetin, bu yol kederli diye. Ve sen hiç aldırmadan çıkmıştın bu uzun yola. İnce Memed de demişti, gel gardaş, yakınken dön diye. Fakat bereketli topraklar seni çağırmıştı bir kere. Durulmazdı artık. Çünkü inceden inceye bir ses geliyordu, bir çağrı vardı. Seni bu acılı yolda karşılayan da Dinamo oldu, fakat ne yazık ki bir dinamo gibi çevirip attı o da seni bir kenara. Bir gözyaşı, bir hüzünle birlikte...
mithrandir21 okurunun profil resmi
Valla ne güzel yazmışsın öyle İsmail. Dinamo hem hayatıyla hem de kalemiyle çevirip attı bir kenara. Tavsiye ederim İsmail, okumadıysan kesin oku bu başyapıtı.
2 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Undómiel okurunun profil resmi
Siparişini verdim gelir gelmez okumaya başlayacağım
mithrandir21 okurunun profil resmi
Verdin mi gerçekten? Tüh, ben sana gönderecektim, o zaman Öksüz Musa benden sana olsun.
2 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.