“Ve Hasan Hüseyin, Kızılırmak adlı yapıtından ötürü, «komünizm propagandası yapmak» suçuyla, 142. maddeye göre tutuklandı: 30 Ocak 1967. Ertesi günkü gazetelerden bazıları başlık çektiler: «Kızılırmak dondu!» Kızılırmak gerçekten donmuştu. Oysa çağıl çağıl akıyordu beriki Kızılırmak, kızara köpüre akıyordu. Ve alacakaranlıkta bir çift angıt, öylece duruyordu oralarda.” (Kızılırmak kitabından bir parça)
Sol ezilmiştir, sağ ezmiştir. sol direnmiştir, sağ bastırmıştır, sol kolunu kaybetmiştir, sağ tazminat bile vermemiştir. sol alınterini alamamıştır, sağ alınteri dökmemiştir. sol hastalanmıştır, sağ 7/24 doktoru ayağına getirmiştir. sol hapis yatmıştır, sağ yargılamıştır. sol odasında donmuştur, sağ sıcak odasında yatağındadır. Ya da şöyle mi desek: herkes hastalanmıştır, donmuştur, alınteri dökmüştür... fakat bunlara sahip çıkan soldur, solculardır. Sağcılar kendilerinin ezildiğinin farkında olmazlar, yine de solcular, halkı için (içinde Türkçüsü, Kürtçüsü, dincisi de dahil) ölümü göze almıştır. Sağın tek bildiği ayrımcılıktır, ezmektir! Sağ düşünmez, düşünene mani olur. Bugünden geçmişe bir bakın... Tarihimiz büyük sanatçılarla, eylem adamlarıyla dolu. Nâzım, Hasan Hüseyin, Can Yücel, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Kemal Tahir, Deniz Gezmiş, Harun Karadeniz, Sinan Cemgil... Bunca isim arasından hapis yatmamış birini gösterebilir misiniz? Halkı için mücadele ederken acı çekmemiş birini gösterebilir misiniz? Biri on yıllarca hapiste yatar, öbürü memleket hasretinden yanar tutuşur, bir öbürünün daha 25 yaşındayken boynuna ip geçirilir... "Solun bu kadar yattığı hapisler yetmedi mi, daha ne kadar yatmalı bu insanlar!" diye isyan etmemeli mi? Bugün bile hâlâ solcular hapislerde yatmıyor mu, kaçırılıp işkenceye uğramıyorlar mı?.. Hafızamız pek bir zayıf galiba...
#106566270
Hasan Hüseyin, dünyanın bütün insanlarına değinmeye çalışmıştır. kızılderililer, afrikalılar, koca asyalılar, alamanlar, ıraklılar, türkiyeliler; madenciler, emekçiler, işçiler, emeğini alamayanlar, hasretlikler, açlar, bebeler, üşüyenler, kinliler, ezilenler. Kollarının altına almıştır Hasan Hüseyin hepsini. Döker kinini faşiste, bağırır şiirlerinde! Bırakmaz burjuvanın yakasını, asılır kravatından tokatlar hepsini. Öyle şiirler yazar ki okurken gözleriniz açılır, haykırmak istersiniz. Böyle geldiyse de böyle gitmemeli dersiniz. Sevinci, hüznü, ağlamayı, nefreti, küsmeyi, hasreti; tüm duyguları yaşatır Hasan Hüseyin. O bağırdıkça kulaklarımı açar, zarları yırtılıncaya kadar dinlerim. Şiirlerinin içinde kaybolduğum tek şairdir Hasan Hüseyin. Sınıfının insanıdır, ezilen sınıfın insanı...
“Acı olan şudur ki, bizler, yaş günü kutlanmayan çocuklarıyız bu toplumun; hangi yılda doğduğumuz bilinse bile, hangi gün doğduğumuz belli değildir. İlk şiirlerimizi kaç yaşımızda söyledik, ilk resimlerimizi kaç yaşımızda çizdik, kim bilecek bunu!? Kitapsızlık, kitaplıksızlık, ışıksızlık, okulsuzluk, yolsuzluk, çevresizlik... İşte bizim ortamımız! Emekçi halkın çocuklarıyız; kendi geçeceği yolu kendisi açan makinelere benzeriz biz. Onun içindir ki zordur işimiz.”
Zordur işimiz, zordur. Karşımızda sermayesinden bir kuruş eksiltmemek için milyonlarca insanları aç bırakabilecek acımasız bir avuç patron bulunmaktadır. Bizler çoğunluğuz, onlar azınlıktır. Bunları fark ettikleri için halkı sürekli uyuturlar. Bunları din, milliyet perdesinin arkasında saklarlar. İnsanların kutsalına sığınıp oy toplarlar. Biz devirmek için uğraştıkça, kontrgerillalarını öne sürerler. Ne için mi? Sırf kasalarına 3 emekçinin öğle yemeği kadarcık olan para da girsin diye. Doymak bilmez burjuvazi, buradan gelir acımasızlıkları...
Bu kitabı Koçerodan alır ismini, kimdir yüce dağlar aslanı koçero?
#106207988
Çok sevdiğim bir şiirini de bırakayım:
“alamanlar
sevgili kardeşlerim
iyisiniz
hoşsunuz
almanca da öğreniyorum
görüyorsunuz
güzel garson kızlarınızdan bira istemesini
içine şınaps katıp içmesini de
kibarca dikizlemesini de kızların bacaklarını
iyi biliyorum
görüyorsunuz
gutın tag da diyorum
dankı şön de
görüyorsunuz
sigarayı sizler gibi tüttürüyorum
görüyorsunuz
ben de sizler kadar seviyorum karaormanlar'ın [güneşli karlarını
ruhur'un bacalarını
rayn'ın Şileplerini
ve şimşekli trenlerini
burglu bergli dağlarınızın
inanın ki seviyorum
ben de en az sizler kadar
alamanlar
sevgili kardeşlerim
bakın
göthe diyorum
vagner, şiller, şopenhavr
darven'i tanıyorum
kant'ı niçe'yi spinoza'yı
bethoven sizin değil
bizim sanki
breht de öyle
tomas man da
sanki bizim oraların adamı
hegel'iniz
engels'iniz
marks'ınız
sömürseniz sıksanız da
surat asıp kaş yıksanız
kovar gibi baksanız da
bizlerden çok sevseniz de itlerinizi
daha kötü değilsiniz
inanın bana
daha düşman değilsiniz
beni size bir pula satanlardan!
alamanlar
kardeşlerim
engels'in ve krup'un hemşerileri
iyisiniz
hoşsunuz
silâhı ve köpeği
yalnızlıktan seviyorsunuz
bunu anlıyorum
görüyorsunuz
ama n'olursunuz
gözünüzü seveyim alaman kardeşlerim
itinizle oturmayin sofraya
itinizin tepesinden bakmayın
size eşşek gibi çalışan şu yabancıya
gün olur devran döner
kurtulur şu ellerim
seni çalıştırıp soyamazsam da
kurtaramazsam da seni krup'un cehenneminden
aç bebene bir bardak süt verebilirim
belki ölebilirim
seni kurtarmak için
yeni bir hitler kuduzluğundan
çünkü söyler benim türküm:
«kısa çöp uzundan hakkın alacak»
çünkü yazar kara kalem:
her çıkışın
bir inişi!
hani nerde afrika
hani nerde koca asya
«hani nerde
bıldır yağan kar şimdi?»
biter krup
biter sermayenin ısırgan saltanatı
biz kalırız başbaşa
bütün işçileri dünyanın!
alamanlar
kardeşlerim
çıkarın gözlerinizden überman gözlüğünü!”
m.youtube.com/watch?v=Xf9G8c4...
Kendi sesinden dinlemenizi öneririm...
youtu.be/zyVkKPlAfwg
Şiirleri okurken dinlediğim müzik de çok hoşuma gitti.
Koçero Vatan ŞiiriHasan Hüseyin Korkmazgil · Bilgi Yayınevi · 1998153 okunma
Ne de güzel anlatmışsın duygularını. Şiirleri gerçekten insanın içine işliyor. Sınıfının insanı olduğunu yazdığı şiirlerle de gösteriyor. Bu arada şiiri, şairin kendi sesinden dinlemek bir başka güzel.