Grekçe aisthanesthai'den gelen estetik sözcüğü, algılama, kaydetme gibi anlamlar içerir. Kökendeki kullanımı, sanat için kullanılan techne'den farklıdır, techne daha çok yapabilirlik sınırları içindeki maharet, hüner, ustalık sözcükleriyle birleşir; henüz sanat ve zanaat arasında bir ayrım görmeyen bu çağda techne, ortak faydadan, "bir bağlam ve ölçü içinde" gerçekleşen amaçlı bir edimden bağımsız degildir. Günümüzde sanat denildiginde anlaşılan şey, techne'nin içerdiği anlamdan farklıdır, sanat, Kant'ın "amaçsız amaçlılık" ya da Schiller'in özgürleştirici oyun benzetmesiyle kavrandığından beri, estetik spesifik bir disiplin olarak yürürlüktedir. 18.yüzyıl Alman Aydınlanma felsefesinin bir ürünü olarak ortaya çıkan estetik, Terry Eagleton'un da belirtigi gibi Fransız devriminin yarattığı siyasal degişimlere paralel olarak, sadece "düşünülür" olanla ilgilenen felsefenin, "duyulur" olan aracılığıylala -sonuçlanmamış bile olsa- bedene verdiği esaslı bir selamdır.