Öncelikle şunu belirtmeliyim ki bu sene okuduklarım arasında en iyilerden yerini aldı. Farkındalık oluşturan, farklı bakış açısı kazandıran, emek verilerek okunup karşılığı alınabilen her kitaba hayranım. Bu kitap da farkındalık oluşturmayı başaranlardan. Okurken her sayfanın, her cümlenin altını çizerek, üzerinde düşünerek ilerledim. Dili sade yazılmış bu sebeple anlaşılırlıkta bir sorun yaşanmaz. Yazar günlük hayatta hepimizin en sık yaptığı “yürüme” üzerine derin bir felsefik bakış açısı sunmuş. Yürümek, ne sanıldığı gibi bir ayağı diğerinin önüne atmak gibi basit bir eylem ne de bir yere ulaşmak için alelacele yaptığımız eylem, aksine ne manalara geliyormuşu hak verircesine okuyup anlıyorsunuz. Öyle ki artık “yürürken” zihnimdekileri boşaltıp zihnimi açığa çıkartacak, yolda görülmeye değer yerlere bakacak, ağaçlara, bulutlara varsa çiçeklere selam verecek, benliğime dair ne varsa kendimi bulacağım. Ayağa kalkmalı ve hareket etmeli.. “Ve unutmayın, yürürken takdire şayan tek şey gökyüzünün parlaklığı, manzaranın görkemidir. Yürümek spor değildir. Bir kez ayakları üstüne dikildi mi olduğu yerde kalamaz insan.” Yazar tarihte ismi geçen birçok kişiyi de bölüm bölüm aktarmış. Nietzsche’nin, Rimbaud’un, Rousseau’nun, Kant’ın, Gandi’nin yürüyüşlerini anlatmış uzun uzun. Her biri yürüme eylemiyle ayrı bir anlam katmış hayatına. Kitabın sonunda yer alan Kaynakça’da geçen kitaplar ise araştırılıp okunmaya değer cinsten. Yeni güzelliklerle tanışmaya vesile olmuş yazar. “O hâlde yürüyün! Böylece gideceğiniz yere daha erken varır, üstüne üstlük gökyüzünün derinliğiyle ağaçların rengini de kazanırsınız.” Naçizane tavsiyemle, Kitapla kalın..

Yürümenin FelsefesiFrédéric Gros · Kolektif Kitap · 20206,9bin okunma

8 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

okurduha