John Steinbeck'in okuduğum 7. eseri olmakla beraber en sevdiğim yabancı yazar diyebilirim. Eserlerini okudukça kendisine karşı bu sevgim daha da artıyor. Yaşar Kemal'le ikisini birbirini çok benzetirim. Yaşar Kemal'i okurken nasıl Çukurovada ki pamuk turunçgil taralarından gelen emek kokusunu duyumsuyorsanız aynı şekilde John Steinbeck'i okuyuncada Florida ve California'da ki pamuk ve portakal tarlalarından esen işçilerin emek kokusunu hissedeceksiniz. Joh Steinbeck eserlerinde genelde İşçilerin yani ezilenleri yoksulluğu ilmek gibi işlemekle beraber, bize kapitalizmin (sermayenin) soğuk gaddar yanını gösterip, kapitalizmi iliklerine kadar eleştiriyor tabiri caizse. Yine bu romanda da diğerlerinde olduğu gibi kapitalizmin kızgın sopasına karşı çıkan, kendini ortaya koyan, ezilen ve düştükçe daha güçlü bir şekilde ayağa kalkmaya çalışan işçiler görüyoruz. Bitmeyen Kavga Kaliforniya meyve bahçelerinde çalışan emekçilerin, ekmeklerine göz diken toprak sahiplerinin baskı ve sömürüsüne başkaldırarak örgütlenişlerinin, tek silahları olan greve başvurarak dişe diş bir kavga verişlerinin erişilmez destanıdır. İşçilerin dizlerinin üzerine çöküp itaat etmesini engellemeye çalışan birkaç bilinçli adam.Bu kavganın da savaşın içinde küçük bir muharebe olduğunu biliyor ve insanlara anlatıyorlar. Düzenin değişmeyeceğini biliyorlar ama düzene karşı ya olacağız ya öleceğiz düsturunu da bırakmıyorlar. Steinbeck'in de dediği gibi bu kavga bitmez sürüp gider ta ki; "Mücadele durmaksızın devam eder. Yayılır ve bir gün... hedefine varır. Kavga ancak insanlar kendi kendilerini yönettiği ve emeğinin karşılığını aldığı zaman sona erer.." Keyifli okumalar :)

Bitmeyen KavgaJohn Steinbeck · Sel Yayınları · 20166bin okunma

··

13 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Tamer Arıkan