Hayat, asırlık hüzünleri olan ve dalları fırtınalarda kopmuş bir çınar misaliydi. Bu çınarın gövdesinde insan baltasından derin izler vardı. Bu izler dökülen insan kanıyla kapatılmaya çalışılmıştı. Yetmemiş, ihanetlerden medet umulmuştu kabuk bağlamayan yaralar için. Kısacası hayat, zemherilerin en fırtınalılarından süzülmekteydi...