Öncelikle böyle önemli bir konuyla ilgilendiğiniz için sizi tebrik ediyorum. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite konusunu çok yetkin bir kaynaktan takip ediyorsunuz. Prof. Osman Abalı’nın çeşitli yaş düzeylerinde eserlerini hem öğrencilerim hem de yakın çevremde tavsiye edip bizzat kullandım. Çok faydası oldu.
Evet, ne yazık ki herkes bir pedagog, bir uzman edasıyla davranır oldu. İki satır bilgi edinmişlikleri yok oysa ki. Öğretmenin veli ile görüşmesinde kulağımla işitip hayrete düştüğüm bir örnek vereyim: “Çocuğunuz kıpır kıpır, sınıfta yerine bile oturtamıyorum.” Veli de “Evet hocam, bizim çocuk hiperaktif maalesef.” diye karşılık veriyor. Yani hiperaktivite o kadar ayağa düştü. Herkes hiperaktif!!!
Oysa her çocuğu kendi özellikleri ve şartlarıyla değerlendirmek gerekir. O “kıpır kıpır, hiperaktif galiba” dediği çocuk hareket etmeden öğrenemez, onun öğrenme biçimi bu. Hareketsiz bırakırsanız kaybedersiniz. Kısıtlamadan ama diğerleriyle uyum içinde bir öğrenme ve yaşama ortamı sağlamak zorundayız. Biri görsellerle daha iyi öğrenirken, bir diğeri dinleyerek öğrenir. İşin mutfağında olan eğitimcilerin bile yetkinliği tartışılırken veliden beklentilerimiz daha ümitsiz bir durum.
Okuduğunuz, yorumladığınız, paylaştığınız için teşekkürler. Elinize sağlık.