Ekim devrimini ortaya çıkaran gücün aslan payının Tolstoy, Dostoyevski vb aydınlara ait olduğunu düşünmüyorum. Zira devrimden hemen önce, Rusya'da okuma-yazma oranı yüzde otuzları geçmiyordu. Yanlış anlaşılmasın, tabiki bu insanlar bir bilinç oluşturdu, bu yadsınamaz. Fakat olay sadece bu bilinci oluşturmaktan ibaret olsaydı, zira Sosyalist devrim Rusya'dan çok önce Almanya'da gerçekleşmiş olurdu. Rusya ile aynı yıllarda, Almanya'da Maksist, Sosyalist teori çok çok daha fazla biliniyor ve konuşuluyordu, yani entellektüel bilinç fazlasıyla mevcuttu. Peki, o zaman şöyle bir soru ortaya çıkıyor: Neden Almanya hem ekonomik koşullar olarak, hem fikirlerin bilinmesi açısından, hem de toplumsal bilinç seviyesi açısından, Rusya'dan bir kaç gömlek üstün olmasına rağmen, neden devrim Almanya'da değilde, Rusya'da patlak verdi?
Bu sorunun en doyurucu yanıtı şudur ki, Rusya'da devrim adına, tamamıyla devrimin başarısı için seferber olan bir Parti vardı. Bolşevik Partisinin, devrim adına çabaları, o dönemde hiçbir ülkedeki sosyalist-komünist partiyle kıyaslanamayacak derecede muazzam bir boyuttaydı. Ki zaten, nesnel tarih anlayışında çoğunlukla "Rus devrimi" ya da "Rusya devrimi" yerine, "Bolşevik devrimi" terimi kullanılır. Böyle ilerici bir devrimin, Avrupa'da daha olanaklı koşullara sahip olan ülkeler varken, Rusya gibi, Avrupa'ya kıyasla daha gerici olan bir ülkede gerçekleşmiş olmasının en büyük nedeni budur: Partinin rolü.
Yine harika bir inceleme, kitabı tavsiyeniz üzerine okuyacağım, teşekkürler.