Gönderi

224 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Fatih Duman’ın kitaplarının bende çok ayrı bir yeri vardır. Bir duygu, bir düşünce, bir ses uyandırır içimde. İlk Ene kitabını okuyarak başlamıştım bu yolculuğa. Kitaplarının arasında en hoşuma giden, kalbime dokunan, özüme dönmemi sağlayan çok değerli bir kitap olarak yer etti kalbimde. Kitabı okuduktan sonra Aziz Mahmud Hüdâî Hz’ni ziyaret ettim. Kitabı okumadan önceki ile okuduktan sonraki ziyaret o kadar farklı ki ancak yaşayarak öğrenebilirsiniz. Âmâ kitabı da öyle oldu benim için. Kitabı bitirdiğim akşamın bir sonraki gününde Bursa’ya önceden aldığım bilet ile gitme imkanı buldum. Tevafuktu bu benim için. Kitabın bitme anı o zamana denk geldi Elhamdülillah. İyi ki de öyle olmuş. Zîra Somuncu Baba Türbesini daha öncelerde ziyaret etsem de bu ziyaretim çok daha farklı oldu. Âdeta sanki o ekmek fırınının önündeki merdivenlerden aheste aheste inen, nefsini ve kibrini alaşağa etmiş, derviş Somuncu Baba’yı hayal ettim: O dönemde yaşadıklarını, bir fırıncı ismiyle nasıl kendini sır gibi sakladığını, kibrini yerde bir çöpmüş gibi ezerek onu yendiğini, nefsini nasıl alt ettiğini düşünmüş, hayretler içersindeki hâlime bakar halde bulmuştum. Allah’ın gözünde bu dünyanın bir sinek kanadı kadar değeri olmadığını, insanın iç aleminin huzura ermesinin kendisini göklere çıkarmaktan değil de aksine gökten düşerek mutmain olabileceğini kitabı okuduktan sonra Somuncu Baba’nın evinde tefekkür ederek anlamaya çalıştım. Tam da aklıma çokça etkilendiğim şu alıntı geldi: “Esasında ve hakikatte küçüldükçe büyür insan, başını eğdikçe göğe değer, kusurlarını idrak ettikçe kusursuz, noksanlarını anladıkça noksansız olur.” İnşaAllah idrak edebilenlerden ve hakikatini anlayarak yaşayabilenlerden oluruz...
Âmâ
ÂmâFatih Duman · Nesil Yayınevi · 20191,892 okunma
·
26 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.