Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

776 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Dune – Çöl Gezegeni Dune Frank Herbert’in 1965 yılında çıkardığı/tamamladığı kitabı. Bilimkurgunun en prestijli ödüllerinden HUGO’yu 1966’da Amber Günlükleri serisinin yaratıcısı Roger Zelany ile paylaşmış bu kitapla. Tabi burada kalmamış Herbert. İlk önce üçlemeye dönüştürmüş kitabını, sonra 6’ya tamamlamış. 1986’da ölümünden sonra da oğlu Brian Herbert ve Kevin Anderson seriyi devam ettirip para basan bir franchise haline getirmişler. Biz yeni yetmelerin Star Wars’dan aşina olduğumuz bir felsefe bu: bir şey tuttuysa iliğine kadar kurut. Ama bunlardan bağımsız olarak ilk kitap hakkında konuşacağız bugün. Hayat kendini tek bir seriye adamak için çok kısa. Dune günümüzde bir bilimkurgu klasiği olarak anılsa da daha çok fantastik kurguya yaklaşan bir kitap. İşin içine din girince her şey biraz fantastikleşiyor herhalde. En başta peygamberimsi özellikler taşıyan Paul Muad’dib (Merhaba
Semih Doğan
Semih Doğan
) olmak üzere bilim kurgunun ötesinde bir çok şey var Dune’da da. Ama Yüzüklerin Efendisi ya da Buz ve Ateşin Şarkısın aksine bilme dayalı birçok şey de var. Evet bir klasik bu seri/kitap: Asimov’un Vakıf’ı, Clarke’ın Rama’sı ile birlikte tutuluyor . Hatta bu yıl içinde vizyona girecek filmle beraber popüler kültürün de önemli bir unsuru olacağa benziyor Dune. Peki ne yapmış Frank Herbert bu kitapta kendisini fenomen yapacak? Öncelikle yarattığı evren takdire şayan. Günümüzden 25000 yıl sonra kendi dinamikleri olan bir sistem oluşturmuş. Çeşitli güç odakları, tımarlıklar (fiefdom’u çeviremedim başka türlü), bağımsız gruplar,vb var. Elimizde dünyadan beri oluşturulan bir tarih bile var. (Seriyi okumadığım için orijinal seride var mı, yoksa sonradan mı oluşturulmuş bilmiyorum ama) Öyle bir tarih ki arada makineler in kaybettiği bir cihattan sonra insanların yapay zekayı yasaklaması bile var. Cihat lafı dikkatinizi çekmiştir. Durun ama önce kitabın isminden bahsedelim. Dune ya da Arrakis bir çöl gezegeni. Buna rağmen mevcut imparatorluk içindeki en değerli gezegen. Nasıl günümüzde Arabistan çöllerindeki petrol ilgili ülkeleri bir parça söz sahibi yapıyorsa Dune’daki “Bahar”da bir nevi uzay gemilerini yürütüyor. (Yakıt değil ama daha karışık:) Bizim yaptığımız bu karşılaştırmayı yazar da yapmış ve kitapta Arapça’dan aparma bir çok kelimeye yer vermiş. Kitabı okurken böyle bazıları bir yerlerden çağrışım yapan , bazıları da hiçbir anlam ifade etmeyen onlarca kelime görüyorsunuz. Neyse ki kitabın sonunda bir sözlük var bütün bu terimler için. Bin bir gece masallarından beri Arap kültürünün batı üzerindeki etkisi düşünüldüğünde mantıklı bir strateji. Kitabın sonunda iki (pardon üç) ek daha var. Birisi Dune gezegenini bir cennete dönüştürmek için yapılan ekolojik (gezegen bilimmiş doğrusu) bir çalışma. Oldukça detaylı, kitapta da bolca geçiyor konu. Diğer ek de Dune gezegeni yerli halkı Fremen’larının dini hakkında. Bu da oldukça kapsamlı. (Tabii sonra bu dinin de insan eliyle oluştuğunu görüyoruz:) Üçüncü ekte sadece karakterle ilgili kısa özgeçmişler var. Yani Frank Herbert sadece bir şey yaratmamış, yarattığı şeyi bilimsel ve felsefi olarak desteklemek için oldukça uğraşmış. Evet, başka ne var. George R.R. Martinvari politik oyunlar, hile ve entrika var. Yapay zeka ve bilgisayar olmayınca Mentat diye insan bilgisayarlar türemiş. Bunlar satranç oynar gibi yedi sekiz hamle ötesini düşünebiliyor her şeyin. Kafaları süper çalışan bir de Rahibe birliği var dinler inşa edip genetik bir düzen oluşturmaya çalışan. Süper askerler var, o süper askerleri yenen çöl insanları var. Herkesi yenen her şeyi bilen Paul Muad’dib var bir de. Neyse biraz da sevmediğim şeylerden bahsedeyim kitap hakkında. Frank Herbert bazı şeylerde çok fazla ayrıntıya girmiş bazı şeyleri ise çok basit tutmuş gibi geldi bana kitap boyunca. Başta Paul olmak üzere bir çok karakter kendi içine dönüyor kitap boyunca. Sürekli bir takım sorular beyinlerde dolaşıyor. Zaten yazar konuşma ile düşünceyi benzer bir şekilde kullanmış kitapta. Karakterlerin düşünceleri italik bir şekilde yazılmış birinci tekil şahıstan. Çok fazla sırıtmasa da biraz rahatsız edici buldum ben bu yazım tekniğini. Ama 1984 tarihli filmde David Lynch de aynı yöntemi kullanmış. Zaten diğer bir çok şey de eklenince (O acayip dev solucanlar) ( A , evet, Dune serisinin alamet-i farikasını söylemeyi unuttum: dev solucanlar:) film batmış. Bir de çekilemeyen Jodorowsky versiyonu var ki belgeseli bile yapılmış. Neyse ana olaylardan çok geçişlere önem verilmiş gibi geldi bana. Bir de Paul’ün felsefik çözümlemeleri -çok zorlamış sanki Frank Herbert. Tabii ana karakterimiz de var göze batan. Yazar hiçbir film/romanda olamayacak kadar güçlü bir karakter yaratmış, Adam Peygamber- geçmiş, şimdi ve geleceği aynı anda yaşıyor, dükün oğlu/dük/imparator, o dediğim insan bilgisayarlardan. Bir de dövüşte imparatorluğun en güçlü askerlerini kolaylıkla yenen Fremen savaşçılarını bile kolaylıkla yeniyor. Aynı zamanda merhametli, iyi kalpli, var işte daha bir çok şey. Neyse ki ikinci kitapta biraz daha rahatlamış sanki karakterimiz. Karakter derken karakterlerle de iyi olsun kötü olsun empati kuramadım fazla. İlk kitap için konuşursak fazla bir derinlik verememiş gibi geldi bana. Ya da uğraşmamış vermek için. Olaylar dışında kitabın büyük bir kısmında Paul ile annesinin içe dönüşlerini görüyoruz. Bir de Paul hakkındaki epigrafları. Yeterince kötülediysem kitabı, şimdi de neden okumanız gerektiğini söyleyerek bitirebilirim belki. En başta söylediğim gibi bu seri de Yüzüklerin Efendisi gibi bir BK/Fantezi Klasiği. Gerçekten kült olmuş bir kitap. Belki sizi hayretler içinde bırakacak çok şey yok ama bunun tek sebebi başta George Lucas olmak üzere bir çok insanın seriden etkilenmesi ve yıllar içinde yarattıkları eserlerinde Dune’dan bolca faydalanmaları. Kitabın ruhuna girebilirseniz bırakmak istemeyeceksiniz zaten. Ya da benim gibi bu ilk kitap biraz boş geldi, kullanılmayan epey öğe var, daha neler çıkar bunlardan diyerek serinin kalan kitaplarına da göz atmak istersiniz en kötü. Uzun lafın kısası okuyun efendim, siz okumasanız da o sizi bir yerlerde bulacaktır eninde sonunda.
Dune - Çöl Gezegeni
Dune - Çöl GezegeniFrank Herbert · Sarmal Yayınevi · 200211,6bin okunma
··
389 görüntüleme
Murat Ç okurunun profil resmi
Erhan abi selamlar, serinin son kitabında bir okur olarak sana katıldığım yerler çok lakin bu kitap böyle bir kitap, Herbert bunu bile isteye yapmış, kafasında öyle kurmuş ve oynamış. Uzun sürmesini istediğin çoğu diyalog kısa, kısa sürmesini istediğin ise uzun, kitabın sayfa sayısının çok uzun olması yazarın yazmak istemesinden başka bir şey değil gibi duruyor. Mesela sen bu yorumları yaptığına göre özellikle, 4, 5 ve 6'da arşa çıkarsın, çünkü oldukça uzatılmış diyaloglar, oldukça olmasa da olur diyebileceğimiz ayrıntılar var. Okurunu tavlamak istemiş yazar, onu bu dünyadan çıkarmaya bir türlü gönlü el vermemiş, oldukça detaya boğmuş. (İlk kitap bilinenin aksine ilk değildir, iki ve üç birinci kitaptan önce yazılmıştır, birçok denemesi var.) Şu ana kadar gördüğünüz karakter adları son kitaplarda çok daha fazlalaşacak ve belki kim kimdir nedir değildir not almak isteyen okurlar olacaktır. Beşinci kitapta yazar birçok sorunla boğuşarak yazmış, bu hem beşinci hem de altıncıya oldukça sirayet etmiş. Uzun yazdım, Dune'u sevmemle ilgili sanırım. Bazen kitabı okurken durup düşündüğüm oldu, neden bu kadar uzuyor konular, sonra bu soruya cevap vermek yerine Dune ve çevre gezegenlerde aylak aylak dolaşıp, Herbert'in yarattığı dünyada sorgusuz sualsiz dolanmaya başladım... Oğlunun devam ettiği seriye değinecek olursak, Dune'un geçmişine bakmak keyifli duruyor, okudum biraz, ağızdan eksilen bir tat yok gibi duruyordu, sevenler hanedanlıkları da okuyacaktır. Unutmadan, Yüzüklerin Efendisi'de kolay bir kitap değildir, filminden alakasız çok uzun ve bitmeyen diyaloglar ve olay örgüsü hakimdir. Çoğu okur ya hatırlamıyor ya da Tolkien hatırına bu konuları pek dillendirmiyor. :) Yakında bitiyor, bütün bilgi birikim son kitap incelemesinde olacak. :)
Erhan okurunun profil resmi
İlk kitap incelemen de dopdoluydu zaten, bekleyeceğim 6.yı da. Yüzüklerin efendisi de de sıkılmadığımı söyleyemeyeceğim, o da klasik zaten :) Benim fazla sabrım yok ama. Anladığım kadarıyla planladığım gibi 3.kitapla tamamlamam gerek seriyi, star wars gibi:) Çok sağol Murat.
2 sonraki yanıtı göster
Semih Doğan okurunun profil resmi
Erhan abi, eline emeğine sağlık. İkinci defa okuyorum ben de şu an. Aslında ikinci okumamdan kaynaklı olduğunu düşündüğüm bir konuya değinmişsin. Şu an bazı konuşmalar ve derin düşünceler bana da uzatılmış ve zorlanmış gibi geliyor. Yine de beni pek rahatsız etmediğini eklemeliyim :) Ayrıca kullanılmayan çok öğe var demişsin. Serinin ilerleyen kitaplarında bu öğeler yerlerine oturuyor. İlk kitap aslında biraz "çorba" gibi. Devamında çorbanın içindeki lezzetleri fark ediyor insan. İlerleyen zamanlarsa yine yorumlarını okumak isterim abi. Arrakis çöllerinden selamını aldım :)
Erhan okurunun profil resmi
Çok sağol Semih, Dune denince akla ilk sen geliyorsun zaten. Ben çabuk sıkılan birisi olduğumdandır büyük ihtimalle. İkinci kitap da daha iyi gidiyor, Paul insanlaştırılmış bir parça. Ama her iki tarafın da karşıdakinin davranışını iki üç hamle önceden bilme olayı bayıyor zamanla :) Benim senin bir şey yapacağınj bildiğimi bildiğini biliyorum mesela ama senin onu yapman işime de geliyor bir şekilde. Ama sen de bunu biliyorsun ve bunu kullanıyorsun. Ama ben de bunu biliyorum. Gidiyor işte böyle. Ama dediğim gibi aksiyon daha az olmasına rağmen daha iyi ikinci kitap. Bakalım, iyi okumalar sana da.
fazi okurunun profil resmi
Kitabı ikinci kez etkinlikle okuyorum ve diyalogların ve detayların uzun olması tabi ikinci seferde daha çok dikkatimi çekti Erhan abi. Ancak verilen detaylar emin ol diğer kitaplarda karşına çıkacak. Ben ilk 4 kitabı zaten okumuştum ve baştan okuyacağım. Her seferinde ilk kitaptaki bilgilerimle ilerliyorum. Yani verilen detaylar, karakter ve kitap tanıtım açısından verilmiş. Bunu ilerleyince daha iyi anlayacaksin. İncelemen gerçekten çok iyi, farklı bir bakış açısı ile karşılaşmak bana çok iyi geliyor. Ama 3. kitap ile sonlandırma konusunda emin misin abi :D Bırakma, ben senin de eleştirilerini fikirlerini duymak istiyorum.
Erhan okurunun profil resmi
Çok teşekkürler, ikinci kitap biraz daha oturmuş sanki, Murat da 3.kitap sonunda bitmeyen şeyler olduğunu ima etti galiba. Bakalım gidişata göre :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.