Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

daha önce kitap okurken kahkaha atmamışım hiç :)
Fakat bir anda önce dizlerine, sonra da yarı beline kadar gömüldü. Kolunu yukarı kaldırmaya çalıştı. Toprak ıslak olduğu için fazla zorluk çekmedi ve elini dışarıya çıkardığında teninde güneşin sıcaklığını hissetti. Son bir gayretle sağ dizini yukarı çekip eliyle zemine abanarak başını toprağın üzerine çıkardı ve güneşi gördü. Diri diri gömülüp ölmekten kurtulmuştu. Meyyit kapısındaki kahvehanede pinekleyenler, saçları bembeyaz kesilmiş, bet benizleri atmış bir grup insanın kendilerine doğru dehşet içinde koştuğunu gördüler. Elleri yüzleri çarpılan, çeneleri titreyen, saçları diken diken olan bu kişiler Galata'ya girer girmez teker teker yere yığıldılar. İçlerinde dili tutulmayan yegâne kişi, baş parmağıyla damağıni kaldırdıktan sonra, “Hortlak! Hortlak!” diyebildi. Kahvehanedekiler, zangır zangır titreyenlere su içirdi, dizlerinin bağı çözülenler taburelere oturtuldu, yüzü çarpılanlara nane ruhu koklatıldı. Tam bu sırada Meyyit Kapısı'nda, bedeni toprağa bulanmış çıplak bir delikanlı görülünce olan oldu. Meydanda kim var kim yoksa çil yavrusu gibi dağıldı. Delikanlı Voyvoda yolunda ilerleyip Erganunlu kilise önüne vardığında, ilahi nağmeleri kesildi. Rahipler pencerelerin perdelerini aralayıp hortlağa bakarak istavroz çıkarttilar. Nihayet çıplak delikanlı Mihel Kapısı'na ulaştığında, asesbaşı ve adamlarıyla karşılaştı. Bir yeniçeri, hortlağın ölü mü diri mi olduğunu tespit edecek Yahudi hekimi ensesinden tutmuştu. Eli palalı yeniçeriler Bünyamin’in etrafını çevirip, beti benzi atmış hekimi ona doğru iteklediler.
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.