1862 yılında yayımlanmış olup dünyada ki ilk sosyal roman olma özelliği taşıyan bu mükemmel eser, bana 13 gün boyunca arkadaşlık etti ve beraber çok güzel bir maceraya çıktık. Hiç bir duygunun eksik bırakılmadığı tam anlamıyla isminin anlamını veren bir eser...
Hugo'nun o dönemde bu eseri yazması çok büyük cesaret örneğidir. Yazar, sürgün ve hapis hayatı yaşayacağını bile bile "Hak, adalet, eşitlik ve özgürlük" gibi kavramları çok yoğun olarak işlemiştir. Bu davranışı sonraki yazarlara da cesaret vermiştir. Eserin konusuna gelecek olursak;
Yeğenlerinin karnını doyurabilmek için fırından ekmek çalmak suçuyla yargılanan Jean Valjean isimli kürek mahkumunun hayatını ve hayatının dokunduğu olayları, kişileri anlatmaktadır. Bir insandan en iyi intikamı ona iyilik yaparak alınabileceğini, vicdanı ve kendisi arasında kalmanın derin psikolojisi, iyilik ve kötülüğün arka planında ki gerçeklik, geçmişinin asla peşini bırakmayacağı gerçeğini ve daha nicesini gözler önüne seriyor.
Bu güzel kitap için ne desem az kalır yazacak o kadar çok şey var ki... Kitap bittiğinde biraz polisiye romanı , biraz aşk romanı , biraz siyasi roman, biraz da tarihi roman zevki bırakıyor ve ben ne okudum bu nasıl bir mükemmellik? Demeniz ve sonunda ağlamanız çok muhtemel. Son olarak okuyun, okuyun ve okuyun diyorum. Sağlıcakla kalın ☘