Gönderi

Kurtarmak mı! diye devam ettim. Seni nasıl kurtaracakmışım? Belki benim durumum seninkinden de berbat! O gün sana bir sürü maval okurken, neden suratıma, "Senin burada ne işin var? Git aklını kendine sakla" diye bağırmadın! O zaman birileriyle, kedinin sıçanla oynadığı gibi oynamak istiyordum. Seni küçük düşürmekle, ağlayıp sızlamana sebep olmakla istediğimi elde ettim. Ama sünepenin, yufka yüreklinin biri olduğum için dayanamadım. Sana adresimi verdiğim için aptallığıma doymayayım! O gün daha eve gelmeden pişman olmuş, arkandan sana ağzıma geleni söylemiştim. Seni aldattığım için senden nefret ediyordum. Çünkü, benim tek isteğim, sözcüklerle oynamak, hayalimi işletmekti. Yoksa, başkasından bana ne? Hepinizin canı cehenneme!.. Ben huzur istiyorum, huzur! Bunu elde etmek için bütün dünyayı beş paraya değişirim. Bana: "Güzel bir çay içmek mi istersin, yoksa dünyanın batmasını mı?" diyesorsalar, hemen "Çay içmek!" diye bağırırım. Bunu biliyor muydun? Ha? Ben alçağın, onursuzun, bencilin, tembelin biriyim. Sen geleceksin diye korkumdan, üç gündür dünya başıma zindan oldu. Bu üç gün beni en çok neyin kaygılandırdığını biliyor musun? Ben sana söyleyeyim: O gün karşına bir kahraman gibi çıkmıştım, oysa burada yırtık sabahlığımla yoksulluk, pislik içindeyim. Biraz önce yoksulluğumdan utanmadığımı söyledim. Yalan! Dünyada bundan korktuğum kadar hiçbir şeyden korkmuyorum. Hatta hırsızlık yapmaktan dahi... Çok gururluyum, bu çıplaklığımla derimi soymuşlar gibi havanın en ufak değişmesinden huysuzlanıyorum. Beni bu lime lime sabahlığımla yakaladığın için seni bağışlamayacağımı hâlâ kafan almadı mı? Kurtarıcın, eski gözağrın üstü başı dökülen, uyuz bir it gibi uşağının üzerine atılmış, berikiyse onunla alay ediyor!.. Sümsük bir karı gibi karşında göz yaşlarımı tutamayışımı hiçbir zaman bağışlamayacağım, bunu sana ödeteceğim. Hepsi için, hatta şu sana söylediklerim için seni affetmeyeceğim! Çünkü bütün bunlardan tek sen sorumlusun. Çünkü elime sen geçtin. Çünkü ben alçağın biriyim. Yeryüzündeki solucanların en iğrenci, en gülüncü, en zavallısı, en aptalı, en kıskancı benim. Onların benden kalır yanları yok, ama ne bileyim, onlar utanma bilmiyorlar. Bense... Bense... En beğenmediğim bir kimseden bile azar işitiyorum. İşte ben böyle bir adamım! Ama, sen beni anlamıyorsan ne yapayım? Hem, senin orada pisi pisine gebermen de vız gelir bana! Sonra, buraya geldiğin, beni dinlediğin için senden iğreneceğim hiç aklıma gelmiyor mu? İnsan yaşadığı sürece ancak bir kez bütün içindekileri döker, o da iyice bunalıma düştükten sonra... Daha benden ne istiyorsun? Bütün olanlardan sonra neden hâlâ karşımda dikilmiş, canımı sıkıyorsun! Haydi, durma, bas git!
·
39 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.