Gönderi

Kaygı, doğru algılamadaki keskinliği bozarak belirsizliği arttırır. Kaygılı kişilerin görsel algıda bozulmalar gösterdikleri, görsel ipuçlarını algılayıp düzenlemede daha başarısız oldukları ve kontrollü bir deneyde eksik resimlerin tamamlanmasında ve tanınmasında belirgin bir şekilde yavaş oldukları gözlenmiştir. Dünyayı bilişsel olarak düzenleyemediği sürece, kaygı, şiddetli bir şekilde algısal tertibata müdahale eder. Böylece kaygı, kaygıyı doğurur; birbirini izleyen şaşkınlık ve çarpıtmanın açık ya da alt algısal farkındalığı kaygının güçlü ikincil kaynağı olur. Psikoterapide hastalar, kargaşalı iç dünyalarının, acılarının ve bozuk bireylerarası ilişkilerinin hepsinin anlaşılabilir ve böylece denetlenebilir olduğu inancıyla güvenlerini yeniden kazanırlar. Maslow'a göre dönüştürücü etkiye sahip bilginin yükselişi; güvenlik, kaygının azaltılması ve mükemmelliğe ulaşma konularının çok ötesindedir. Maslow, psikiyatrik hastalığı bir bilgi eksikliği olarak görür. Bu şekilde Maslow, iyiyi bildiğimiz takdirde her zaman için iyi eylemde bulunacağımız yolundaki ahlak felsefesi savını desteklemiş olmaktadır. Belki de buradan, bizim için en iyisinin ne olduğunu bilirsek önde gelen çıkarlarımıza yönelik eylemde bulunacağımız çıkarımını yapabiliriz.
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.