Sokrates'in baldıran zehri ile ölüme gitmesinden sonra savunduğu doğrularının bugün onu getirdiği konuma bir bakın. Sokrates varlıklı bir ailenin varlıklı bir bireyi. Maddiyata pek önem vermese de bu gerçek değiştirilemez. Onun dönemindeki düşünce serbestliği ile karşılaştırınca Bruno'nun nelerin içinde savaştığını göreceğiz. Ortaçağ Avrupa'sında skolastizmin ve engizisyon mahkemelerinin en baskın olduğu dönemde, Hıristiyan bir papaz, Hıristiyanlığın üç ayrı inanış biçiminden de aforoz ediliyor. Önce Ortodokslar, ardından Protestanlar ve nihayetinde en güçlüleri olan Katolikler. Bu nasıl bir papaz peki? Giordano Bruno, Kopernik'ten aldığı ateşi ileriye götürmeye çalışarak içerisinde yaşadığı tüm dünyaya karşı durur. O, dünyanın evrenin merkezinde yer almadığını, sabit durmadığını, kendi çevresinde ve evrende belli bir yörüngede hareket halinde olduğunu savunur. Bunun için de elinde yeterince kaynak vardır. Ama kendi doğrularının yanlışlanmasına gelemecek olan Kilise, Bruno'yu engizisyon listesine alır ve Bruno ihbar edilerek bu mahkemeye teslim edilir. Diri diri yakılarak idam edilir Bruno. Bruno'nun idamından önceki sözleri de tüm kiliseye ve sığ düşünceye sahip kişilere amaçlarının istedikleri sonuca ulaşamayacağını gösterir. "Belki de siz bana ölüm kararını bildirirken, benim ölüme uğramamdan daha fazla korkuyorsunuzdur."

Küllerin ŞöleniGiordano Bruno · Cem Yayınevi · 2020151 okunma

·

27 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

H. Ferventis