Cihan bir noktada pinhân değil mi?
Anı fehm eyleyen irfan değil mi?
Kamu esma ile tezyîn olunmuş
Acâib san'at-ı Yezdan değil mi?
Terinden halk edip ervahı Mevlâ
Dahi âyîne-i Sübhân değil mi?
Kamu eşyaya hikmetle nazar kıl
Gören hem görünen ol an değil mi?
Yüzünde hem sözünde gözlerinde
Konulan nuru Ol sultân değil mi?
Bu sırdan bilmeyip kılan inadı
Sücûd eylemeyen şeytân değil mi?
Celâli kahrına mazhardüşüben
Kamuyu ağlatan ol kân değil mi?
Nice âşıkları bâb-ı rızâdan
Ki hüsrana salan derbân değil mi?
Olup kahr âleti bâr-ı girânı
Boyun verip çeken hayvan değil mi?
Ki semm-i mân "bâl" deyip içiren
Kamu ol fitne-i devrân değil mi?
Hakîkat bahrine gavvâs olanlar
Şikârı dür ile mercan değil mi?
Olanlar müşteri işbu metâa
Bahâsı terk-i cism ü cân değil mi?
Olanlar devlet-i dünyâya mağrur
Buların kısmeti noksan değil mi?
Buları ehline taksîm edenler
Cihanda Mürşid-i Rabbân değil mi?
Haberdâr olmayan kendi özünden
Kamu bildikleri yalan değil mi?
Senin aşk-ı hayâlinden Hudâyâ
Gözümden dökülen bârân değil mi?
Derûnumda yanan nâr-ı muhabbet
Bana ol tuhfe-i cânân değil mi?
Ararım Yûsuf'um kande bulamam
Ki Yûsuf'suz bu ten zindan değil mi?