Eser on dokuz küçük öyküden oluşuyor ve içinde doğa sevgisi ağırlıklı olarak işlenmiş. Deniz, adalar, Rumlar ise hemen hemen tüm öykülerin içinde yer almış...
Yazar bir çok öyküsün de günlük kullanılan kelimeler ile yazmış. Yerel yönetimlerin doğanın katledilişine seyirci kaldığınından duyduğu rahatsızlığı da dile getirmiş. Denize ve doğaya olan sevgisini bu küçücük öykülerle dile getirse de; asıl konunun bir gün doğanın yok olacağı endişesini ve buna sebep olanlardan duyduğu rahatsızlığını gözler önüne sermiş...
Tüm öyküler güzel olsa da ben en çok kitabın adını taşıyan, "Son Kuşlar" adlı öyküyü beğendim...
Kısa öyküleri seven kitap dostlarına okumalarını tavsiye ederim. Yazarın dile sade, öykülerinde belki bir kurgu, olay örgüsü yok ama doğa sevgisinin bu küçücük öykülerde can bulması, okuduğunuza değecektir...