Gönderi

608 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Ahmet Necip, hepimizin yakından tanıdığı Necip Fazıl. Ne ham bir cümleyle başladım değil mi konuşmaya? Necip Fazıl yakından tanınabilir mi, hem de söylediğim gibi herkes tarafından. Böyle çok yönlü bir kişilik, hayatını kendi elleriyle ikiye ayıran ve içinden çıkan bir adam bilindik birkaç şiirle anlaşılabilir mi? Necip Fazıl başlı başına bir aksiyoner, bir dava adamıdır. Yalnızca bunu anlamaya bir ömür adanır. Peygamber Efendimizin o mübarek adını anmadan onu anlattığı Siyer kitabı ‘Çöle İnen Nur’.. Nasıl ki bir solukta okunur? Nasıl ki sayfalar akar gider? Kalpte nasıl bir aşka dönüşür? Yaşadım fakat anlatabilir miyim bilmiyorum, deneyeceğiz. ‘Çöle İnen Nur’ tefrika edilmesi, baskı düzeni ve yaptığı değişikliklerden dolayı diğer eserleri gibi yayımında karışıklık gösterse de 6 Aralık 1946’da yayımlanmaya başlamış olan esere derginin kapatılmasından dolayı ara verilmiştir. Büyük Doğu yeniden çıkınca konuya olan hassasiyetinden dolayı Mart 1948’de tefrikaya yeniden başlanır. Yapılan tefrikaları Abdülhakim Arvâsî’ye ithaf edilir ve kitap halindeki baskılarında da aynı ithaf devam eder. Peygamber Efendimizin hayatını tarihi bir biyografi olarak değil İslami gelenek ve kaynaklardan gelen bilgiler edebi bir üslupla geliştirilerek kaleme almıştır. Çöle İnen Nur, Siyer kitaplarının alışılmış anlatımlarından farklı bir üslubu yansıtıyor. Bu noktaya kadar kitabın edebi anlamdaki yerini, tarihsel sürecini en kısa hatlarıyla göstermek niyetime erdiğimi düşünüyorum. Bir de okurken ki hissiyatımı anlatma ihtiyacı duyuyorum. Gelin öyleyse başlayalım. Başlangıç Sofra... Etrafında Allah Resullerinin dizildiği sofra... Ve bu sofrada başköşe... Sen! İnsanın hakikati... Sır... Kâinatın en çetin sırrı... Bir de misilsiz insan ki, onun hakikatinde, mahlûk, artık, son haddine ulaşır. Onun hakikatinde, mahlûk tükenir, fakat Allah başlamaz. O da sen! Yaradan... Ve onun en güzel eseri... Zâtiyle tek olan Yaratıcı'nın koskoca insan ehramında ve en yüksek noktada halkettiği insan... Sen! Evet, Sen! Senin bana inandırdığın ve seni bana inandıran Allah, öz dilinle hitap etmiş ve sana demişti ki: "SEN OLMASAYDIN, SEN OLMASAYDIN, ÂLEMLERİ YARATMAZDIM!" Diyerek başladığı kelamlarını, ‘Bu eserde güzel olan her şey senin, çirkin olan her şey benimdir...’ diyerek taçlandırıyor. Her kelimesine meftun olduğum bir eseri, başucu kitabım yapmaya ve kalbim her mahzun olduğunda alıp yeniden ve yeniden okuyacağıma dair kendimle sözleştim. Gözlerimden yaşlar akarken, kurumadan yenisi peş peşe düşünce okuduğum satırların kıymetini bildim. Seni henüz kıymetli kitaplarımdan en üst sıraya bıraktığımı gösterecek bir davranışta bulunamadığım için eridim. Hissettiklerimi yazmak gayesiyle başladığım bu yazıyı hissettirmemenin korkusuyla tükettim, tükendim. Yazmış olduğu her kelimeyi zihnimde tutma çabasına düştüm. Yetmedi, çizdim. Yetmedi, yazdım. Kaybolur korkusuyla fotoğraflandırdım. İçime hapsetme aşkına nail oldum. Sel gibi her taraftan akan ve hakiki bir edebi üslup barındıran bir kitabı bitiriyor olmanın aczliğini yaşadım. Yandım. Hakkında gereğinden fazla bilgi verebileceğim kitabı yalnızca okumanız gerektiğini anlatma telaşımdan dolayı, herkese nasibini alması için şöyle buraya, hayır hayır en üstlerde bir yere nahifçe bıraktım. Başucu kitabımın başucu kitabınız olması temennisiyle.
Çöle İnen Nur
Çöle İnen NurNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 202110,2bin okunma
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.