Gönderi

(Yahudilerde) Din ve Irk Taassubu Yahudi inançlarına göre, ticaret ve iş'te doğruluk ve dürüstlük ancak kendi irk ve dinlerinden olanlarla muamele yapıldığı zaman söz konusu olabilirdi. Yahudilerin başka din veya ırktan olanlarla ticaret ve iş muamelesi sırasında dürüstlüğe hiç gerek yoktu. Bu sebeple, Yahudiler, başka milletlerin para ve mal-ü mülklerini her türlü hile ve entrika ile elde etmeyi tamamıyla uygun ve gerekli addederlerdi. Aslinda, Yahudi dininin tümü, İsrailoğulları ve İsrailli olmayanlar arasında her konuda ve her zaman ayırım yapmak üzerine bina edilmişti. Böylece, İsraillinin yaptığı bir șey câiz ve mübâh sayılırken, aynı dinden olan, ama başka bir ırktan olan birinin yaptığı aynı şey haram ve mekrúh kabul edilmiştir. Meselâ, İncil'de bir yerde bir kişinin başka bir kişiye verdiği borcun 7 yıl sonra affedilmesi tavsiye edilirken, İsrailli olmayan Yahudiler için şöyle denilmiştir: "Fakat yabancıdan bunu (borcun ödenmesini) isteyebilirsin." (istisna-15: 3). Başka bir yerinde faiz almanın yasak olduğu belirtilmiştir, ama aynı zamanda şöyle denilmiştir: “Sen yabancı'ya (İsrailli olmayana) faizle kredi verebilirsin, ama baban ve kardeşlerine verme.” (İstisna, 23:20). Başka bir yerde şu kayıtlara rastlıyoruz: “Eğer bir şahıs, İsrailli kardeşlerinden birini köle yapmak veya satmak niyetiyle kaçırırsa, o şahıs yakalanınca öldürülmelidir.” (İstisnâ, 24:7). Talmûd’da, bir İsraillinin öküzü başka bir İsraillinin öküzünü yaraladığı takdirde ilk öküzün sahibinin tazminat ödemeyeceği, ama aynı kişinin İsrailli olmaması halinde tazminat ödemesi gerektiği kaydedilmiştir. Yine, aynı kitapta şu kayıtlara rastlıyoruz: "Eğer bir kişi yolda veya başka bir yerde bir şey bulursa, etrafta kimlerin bulunduğu veya oturduğunu araştırmalıdır. Eğer çevrede İsrailliler varsa o eşyanın sahibi için ilân vermelidir. Aksi takdirde o eşyayı kendine saklamalıdır.” Rabbî Samuel'in dediği gibi, eğer bir İsrailli ile bir yabancı (vahşi)'nin davası bir mahkemeye gelirse, yargıç kendi din kardeşinin İsrail kanunlarına göre davayı kazanmasını sağlayabiliyorsa öyle yapmalıdır ve “bu bizim kanunumuzdur” diye hüküm vermelidir; fakat din kardeşini, yabancıların kanunlarına göre kazandırması mümkünse öyle yapmalıdır ve “bu sizin kanununuzdur” demelidir. Fakat bu iki kanun da İsraillinin lehinde değilse, o zaman ne yapıp yapıp gerekirse hile ve oyunlarla din kardeşinin davayı kazanmasını temin etmelidir. Yine başka bir Rabbi Samuel'in öğütü şudur: İsrailliler, yabancı ve İsrailli olmayanların her hatâsından faydalanmayı bilmelidirler.
Sayfa 442Kitabı okudu
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.