Gönderi

56 syf.
·
Puan vermedi
XV. Louis döneminin ihtişamlı Fransa'sında, sarayda etkin konumda olan kadınlardan biri de  Madame de Prie'dir. Madame de Prie'nin şatafatla, balolarla, görkemli elbiselerle süslü hayatı, gözden düşmesi ve Kral tarafından Paris'ten uzak kırsal bir bölgeye sürülmesiyle alt üst olur. Sürgününün ilk günü inanılmaz keyifli geçer. Ormanda koşar, uzun zamandır izlemediği bulutları izler, çiçekleri koklar. İkinci gün daha durgun ve sakindir. Nihayetinde üçüncü gün büyük bir travma geçirir. Normandiya’ya ait olmadığını bir an önce Fransa’ya gitmeyi eski gücüne kudretine kavuşması gerektiğini düşünüyordur fakat bu asla gerçek olmayacaktır. O da kadınların çoğu gibi tümüyle başkalarının ruh halinden beslenirdi. Arzulandığı zaman güzeldi, zeki insanların arasında nüktedandı, gururu okşandığında kibirliydi, sevildiği zamana aşıktı. Paris prensesi olarak lüks salonlarda ve şatolarda yaşamaya alışık bir kadın olan Madam Prie, bir güzellik timsali bir kadındır.  Paris’in en şaşalı kadınlarından biri olan Madam Prie, hayatı boyunca diğer insanları küçümsemiş, kimsenin emrini almamış,  herkese hükmetmiş, her zaman, en pahalısını, en iyisini giyinmiş ve almış bir kadındır. Prenses Prie,  bu şatafatlı ve görkemli hayatının sürekli olacağından da emindir. Gösterişe, ilgiye, şaşaya ve güce düşkün olan Madam de Prie, bu denli gözden düşmeyi yediremez ve kendini avutmak için türlü türlü şeyler yapar fakat yaptığı şeylerle istediğine ne yazık ki kavuşamıyor. "Sanırım bugün nasıl öleceğimi biliyorum. Ölüm çoktan içime pusu kurmuştu. Yarından sonra her şey bitmiş olacak” dedi.  Hayatına içtiği zehirle son veren Madam de Prie’nin ölüm haberi Paris’te büyük bir etki yaratmadı. Nitekim o an sarayda İtalyan bir sihirbaz gösteri yapıyordu. Madam de Prie’nin haberi biraz daha önemsizleşti, olağanlaştı ve değersizleşti. Arzuladığı o ün, ölümüyle yakalayabileceğini sandığı o ölümsüzlük ismiyle birlikte yok oldu; hikayesi toz ve önemsiz olayların küllerinin altına gömüldü.... Ne yapacağını bulamıyordu; içinde her şey susmuş, yüreğinin anlamlı müziği, anahtarı kaybolmuş müzikli saat gibi ölmüştü. Evde bir ölü yaşıyor, fark etmiyor musunuz? Ruhu çoktan ölmüştü: Geriye kalan sadece bedenini öldürmekti. Keyifli okumalar...
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202177,9bin okunma
·
35 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.