Az önce kitabı okuyup bitirdim ve birden inceleme yazısı hazırlamam gerek diye düşündürdü bu kitap beni. Çünkü bu kitabı ne tek bir yönden ele alabiliyorum ne de tek bir duyguyla tanımlayabiliyorum. İkisini de tek başına bir sözcükle ifade edemem. Bu yüzden kitabı hem edebi yönüyle hem de duygu yönüyle incelemeye karar verdim. Her Stefan Zweig kitabında gördüğüm üzere kısa, öz ama etkileyici olmayı yine yeniden ustalıkla başarabilmiş Zweig. Evet kitap tek lokmalık. Ama içinde büyük büyük lokmaların olduğu derin anlamlar içeren, boğazınıza takılabilecek cümleler var. O yüzdendir ki bazı cümleleri geri dönüş yapa yapa tekrar altını çize çize okudum birkaç kere. Kendimi malum şahsımız, isim sebebimiz ‘ Bilinmeyen Kadın”ımızın yerine koyayım olaylara o açıdan bakayım dedim, ne mümkün ! Kızdım, sinirlendim her iki tarafa da, çocuğuna da kendisine de yaptığı haksızlıktan dolayı. Bizim çapkın delikanlı yazar Bay R.’nin yerine koyayım dedim ama mümkün değil, o duyguya hiç girememiş ve sevgiyi, dokunmayı bu kadar basite indirgeyememiş biri olarak empati kuramadım aramızda. Öyle bir kadın düşünün ki saplantılı aşkından dolayı sevdiği adama bile kızamayıp Tanrı’ya küsen, her şeyin sebebini Tanrı olarak gören. Ve öyle bir adam düşünün ki tüm bu duygulardan dolayı hem çok suçlu hem de hiç suçsuz. Buraya kadar duyguma dokunan kısmına yer verdim incelememde. Bundan sonrası işin edebi boyutu, o 60 sayfanın boyunu aşan cümlelerin incelemesinde. Efendim ben çevirisi bile bu kadar ruhuma dokunan bir eserin özgün halinin dilini keşke anlayabilseydim de okuyabilseydim diye bir iç geçirmedim değil. O yüzden hiç düşünmeden alınız kitabınızı, çekiliniz köşenize şöyle iki saat Dünya’dan soyutlanıp cümlelerin güzelliğine bırakınız kendinizi ve okuyunuz. Pişman etmez. Ama kitap bitince tekrar görüşelim :) Eminim siz de benim kadar sinir olacaksınız :))

Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022227,3bin okunma

·

20 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Kafka’nın Milenası