Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

736 syf.
·
Puan vermedi
Birçok şey ya da hiçbir şey.
Günümüzde de pek çok örneğine rastladığımız ''Erki ele geçirme arzusu'' kendinden olmayanı sapkınlıkla yaftalar. Dışlanmışlık hissi vererek karşıdakinin fikrini doğru ya da yanlış köreltmek ister. Taraftarlarından eyyam, veryansın, karalama kampanyaları sipariş edilir ve tarih boyunca hiç şaşmayan döngü de şudur ki: Taraftarlar, taraflardan önce atılırlar meydana. Toprak, ucuz insan eti aramaya çıkmıştır... Ve dünya açık bir pazardır bunun için. CAST: ●Melkli Adso - William'ın çömezi (Anlatıcı rahip) klasresim.com/i/afxs6 ●Baskerwille'li William - Araştırmacı rahip klasresim.com/i/afNja ●Fossonova'lı Abbonne - Benedict manastırı başrahibi klasresim.com/i/af8f3 ●Hildesheim'li Malachi - kütüphaneci klasresim.com/i/afc8R ●Sankt Wendel'li Severinus - Şifalı bitkiler uzmanı ●Otranto'lu Adelmo - Minyatür ustası ●Casale'li Ubertino - Fransisken tarikatından sürgün (William'ın arkadaşı) ●Grottaferata'lı Alinardo - yaşlı rahip ●Varagine'li Remigio - Kilercibaşı ●Burgos'lu Jorge - Yaşlı,bilgili kör rahip klasresim.com/i/afeby ●Arundel'li Berengar - kütüphane yardımcısı ●Morimondo'lu Nicola - cam ustası ●Allessandria'lı Aymaro - Kitap kopyalayıcısı ●Upsala'lı Benno - sözbilimci ●Salvamec'li Venantius - Yunanca,Arapça çevirmeni ●Salvatore - Kilercibaşının yardımcısı ●Bernardo Gui - sorgucu, papanın elçisi ●Cesena'lı Michele - Fransisken tarikatı lideri TÜR: Polisiye (Öyle mi dersin?) YÖNETMEN: Umberto Eco SENARİST: Ortaçağ Umberto Eco'nun ismini gören okur önce durup kitabın hacmi ne olursa olsun bir düşünür. İçinde bir beklenti ile açar kitabın sayfalarını, bulduklarıyla coşar. Şimdi bu kitabın ilk romanı olduğunu öğrenip de okumaya başladıysan beklentini zayıf tutmak istersin. Oh no! Karşındaki Eco ise ondan en iyisini istemelisin. Eco gibi kendini müthiş silahlarla donatmış bir adamdan daha azını bekleyemezsin. Uzun zamana yayarak okudum. Müthiş hızda okuyup çıkarım yapan cemiyetin içinde büyük (k)ayıp. Kütüphanen hıncahınç okunmamış eserlerle doludur, her sabah uyandığında tatlı bir utancın gölgesinde karşılarsın günü. Üzülür ve akşam için söz vererek çıkarsın evden. Akşam yine elinde Gülün adı vardır. İyi bir okur zaten değildin şimdi sözünün altında da kaldın, boynu devrilesice bir ah işittin. Kitabın sayfalarını çevirdikçe diğerlerine olan tüm sorumluluğun da müştereken ve müteselsilen onların da omzuna bindi. Rahatladın. Eco, Ortaçağ ve Hristiyan tarihini yutmuş deyim yerindeyse önceki tarihlerden başlayarak yeniden yaşamaktadır. Birçok araştırma kitabı yazmasının yanısıra bölük pörçük ortaçağ tarihini tek bir kitap altında toplaması "karanlık" olan namına bir nebze ışık tutmuştur. Etrafta konuşurken insanların hep Dostoyevski mucizesinden söz ettiğini duyarım. Haklılar da keza. Benim nezdimde de asıl mucize Umberto Eco'dur. Bilgi, öyle nankör bir kavramdır ki çeşitli varyasyonların biraraya gelmesiyle ancak içimizde sabitleşir. Parça parça olması da yine bizi zorlayan unsurudur. Eco'yu mucize kılan da tüm ömrünü araştırdığı konularda etrafa saçılmış bilgileri toplayarak özgün / açıklayıcı yorumlarıyla bize aktarmasıdır. İnsan ömrü boyunca ne kadar bilgi edinebilir ki? Hayvanlar, bitkiler ve biz insanlar. Sonsuz bilgi içinde araştırma ateşi yanan insanın gözünü korkutur. Tam da bu sebeple toplayıcı araştırmalar biraz olsun içimize su serpmektedir. Gülün Adı, birçoklarınca polisiye bir romandır. Muhtevasına bakınca akla bunun gelmesi doğaldır ancak öze inince iş bu kitaba polisiye demek büyük haksızlık olur. Yine bu kitaba haksızlık yapmanın ön koşullarından bir tanesi de Ortaçağ Hristiyan tarikatlarını bilmemek / araştırmamak olur. Fransiskenler, Dominikenler, Dolsiyinisler vs vs. O sebeple aldığım notlardan ve topladığım bilgilerden özetle aşağıda bu tarikatlardan kısaca bahsetmek istedim. FRANSİSKENLER: Fransiskenler, bir İtalyan rahibi olan Assisili Francesco, İsa'nın isteğine göre yoksulluk hayatı sürmeye ant içmiş müritleri ile kurduğu tarikattır. (William, Michelle ve imparatorun desteklediği tarikat) DOMİNİKENLER: Aziz Dominik tarafından kurulmuş İsa'nın mesajını yaymak ve cehaletle savaşmak üzere kurulmuştur. ana doktrinleri madde kötü, ruh ise iyi idi. Halen varlığını sürdüren bir tarikattır. (Bernardo Gui'nin desteklediği tarikat) DOLSİNİSYENLER: Novaralı Fra Dolcino tarafından kurulan tarikat Fransisken ideallerini takip ederken, tüm Hristiyanların ilk Hristiyanlar gibi mütevazı bir yaşam sürmeleri gerektiğine inanıyorlardı ve bu nedenle gittikçe zenginleşen Katolik Kilisesi'ne karşı bir tutumdaydılar. Katolik kilisesince sapkın ilan edilen Dolsinisyenler liderleri de dahil olmak üzere yakıldılar. Kitabın önemli kısımlarında ana konu olarak ele alınmış. (Kilerci Remigio'nun desteklediği tarikat) Kitabın içindeki kitap olarak adlandırabileceğim Aristo'nun Poetika'sı da aslında simgedir. Eco anlatımın özüne inerken Poetika'nın ellerinden tutar, Aristo'nun kemiklerine uzanır. Hristiyan tarikatlarındaki kokuşmuşluğun ve inanışlarındaki yozlaşmanın bir nevi simgesidir bu kitap. Kierkegard'ın ünlü eseri ''Kahkaha benden yana'' bu kısmı okurken sıkça aklıma geldi. Poetika ön hazırlık olarak okunursa haz katsayınız daha da yükselebilir. Analar ne mucizeler doğuruyor. Binbir gece masalları, Don Kişot, İlahi Komedya, Shakespeare, Dostoyevski, Eco bunlar türlü türlü mucizelerdir. Ruhumuzu bu çalılarla dolu koridora bile isteye sürüyorsak melankoli idam edilmeli midir? Yoksa acı da bir tattır ve elzemdir mi demeliyiz? Üstünkörü, rastgele yaşamımızın tek yalpalı tortusu da bunlar işte. Okudukların. Basit hayatımızın tekdüzeliğine yumruk indirdiği için burada nöbet usulü dikilmiş cümlelerin gövde gösterisini izliyoruz. Kitabın kapağı kapanınca yeni nöbetin isterikliğiyle burun kıvırıp kokuşmuş olanları oldurmaya devam etme eğilimindeyiz. Düşünmeden, sormadan edemiyorum. Yalom okumayıp Gülseren Budayıcıoğlu hayranlığına soyunabiliriz. Taklitler aslını yaşatır mı yaşatmaz mı kimin umrunda? Popüler olanın gırtlağına yapışmayı maharet biliriz İyi öyleyse Eco kim? varsa popülerlik trendine takılmış eseri okuyalım (yoksa Eco yalnızca sahipsizdir, halı altına süpürülmelidir.) İşte bizim payımıza düşen mucize de bu! Yaşasın popülarizm! Muzice demişken Nuh'un gemisi mucizedir, Musa'nın denizi ikiye yarması, Süleyman'ın İsmail'i kurban edecekken gökten koçun inmesi, İsa'nın bir babası olmaması, Lut kavminin yok olması... İnanç esaslı bir sığınaktır. Çünkü insan yalnızdır, ruhunu kaplayan kalabalıklara rağmen yalnızdır, gördüklerine muhaliftir. Çünkü insanın elle tutulur olana, gözle görülür olana saygısı daha azdır. Bu kitap aslına bakarsanız polisiye falan değil. Bu kitaba salt polisiye gözüyle bakmak Eco'ya ihanet olur. Tüm yaşamını endekslediği ilmine yazık etmiş oluruz. Burada suçlar, cinayetler Ortaçağ'da neler olduğuna dikkat çekmek adına ismimizle buraya çağrılmamızdan ibarettir. Agatha Christie, Stephen King, Grange her okuyucuyu aynı çatı altında buluşturan kaynak bu: Polisiye, cinayetler, merak öğesi, korku... Haa bu yazarlara taş atmak değil niyetim. Kimsenin elinden tutup gel sana Ortaçağ'ı, Hristiyan tarikatlarını anlatayım diyemezsin. Boş gözlerin, ilgisiz kulakların lanetine uğrarsın. Tanrı samimiyetsizliğin, boş işlerin celladını çağırsın! Araştıran, sorgulayan, düşünen ırkların ruhunu arşa çıkarsın. Amen... Sen ki ey gül, çayırda kızarıp kurumlanıyorsun kıpkırmızı, bürünmüş allara kır şen ve hoş ama mutsuz olacaksın nice güzel olsan da. youtube.com/watch?v=qDLRCai...
Gülün Adı
Gülün AdıUmberto Eco · Can Yayınları · 202012,5bin okunma
··
1.932 görüntüleme
Sezen B. okurunun profil resmi
Umberto Eco okumak, Dünya tarihi bilgi seline tutulmak gibi bir şey hakikaten. Bazı ön hazırlıkları yapıp okumaya başlaşak bile arada kitaba ara verip kendimizi araştırma yaparken bulmamız kaçınılmaz. Zaten Eco'nun kitaplarını okumayı zevkli kılan da onun kitaplarının başka kitaplar gibi düz bir şekilde okunamaması diye düşünüyorum. Kitap içinde kitap, bilgi içinde bilgi. Tek kelimeyle muhteşem bir okuma serüveni. Senin de kitabı hakkını vererek okuduğun incelemendeki güzel detaylardan belli oluyor. Eline sağlık. :)
Homeless okurunun profil resmi
Kitabın sonunda açıklama kısmına yazmış "ne derseniz deyin ben dünyaya araştırmak için gelmişim" keşke firavun kadar ömrü olsaymış. Yorumun değer kattı teşekkür ederim:)
Kaan okurunun profil resmi
Umberto Eco, ayaklı kütüphane ve bence, bu bilgisini edebiyata başarılı şekilde aktarabiliyor, bu çok önemli. Gülün Adı hakkındaki yorumlarına katılıyorum, salt polisiye bir eser olarak bakmamak ve ilgili tarikatlari en azından kısaca araştırmak lazım. Eline sağlık Onur. :)
Homeless okurunun profil resmi
Tarikatların içine girince çıkamayacağımı anladım. Ne entrikalar ne entrikalar :) teşekkür ederim Kaan.
Ayşe* okurunun profil resmi
Upsss bende diyorum ne süründürdü kitabı :) galiba ben polisiye gibi okuyanlardanım hiç ortaçağ tarikatlarını açıp da okumadım 😬umarım yaşlandığımda bir kez daha okuma fırsatım olur. Ağzına sağlık karşim
Homeless okurunun profil resmi
Bilindik bir eser olsa da okumamda etkin büyük ben de sana teşekkür ederim. Tarikatlar ve Ortaçağ tarihini kısa bir araştırma olsa da gözden geçirmek şart :)
2 sonraki yanıtı göster
Esther. Sema okurunun profil resmi
Eco okuma fikri bana hep ağır gelmiştir. Genellikle itelediğim bir isim. Bu kitap da ağırlığını gayet güzel hissettiriyor ne kadar popülariteye kendini kaptırıyor olsa da. "İyi bir okur zaten değildin..." bu cümleye gülüyorum. :) Bunu da sen söylüyor isen siteyi kapatıp gidelim lütfen!  Eco'nun ansiklopedi şeklindeki kitapları "Beni al beni al!" diye yalvarırken Gülün Adı göz kırpıp sanki diyor ki bize; "sizler bu kitabı bir okuyun bir sindirin de bakalım sonra tanışın diğer kitaplarla". Bize de bu çağrıyı kabul etmek düşer. Sonra kendi adıma boyumun ölçüsünü aldım diyebilirim:) Söylediklerine harfiyen katılıyorum. Eee şimdi öyle kısaca ve vurucu bir biçimde yazdın ki incelemeyi yorum neden yazdım onu bile bilmiyorum o kadar ki gereksiz... Fotoğraflar da efsane olmuş ve gülümsetici. Hatta artık karakterler aklıma gelince bu fotoğraflarla gelecek. Bu iyi mi bilemedim.:) Her neyse emeğine düşüncene yani kısacası sana sağlık.:)
Homeless okurunun profil resmi
Ön inceleme olmadan bazı öğeler ne kadar gereksiz, yavan kalıyor. Manastırı betimlerken bile Ortaçağ düşünce tarihine ışık tutuyor adam. Bundan sonra Eco yolculuğumuz devam edecek. Muhtemelen ömrümüzün kalan kısmına pay edeceğiz. Yorumun da Eco kadrajına sıkışmış talihsiz bir okuru gösteriyor o sebeple gereksiz bulma. Teşekkür ederim :) Not: muhtemelen resimleri birçoğu anlamadı:D
Anna K. okurunun profil resmi
Bu kadar çok farklı güzelliği aynı incelemede nasıl buluşturuyorsunuz? Gerçekten harika.
Homeless okurunun profil resmi
Tamamen kitabın bıraktığı etki. Teşekkürler yorumunuz için.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.