Son zamanlarda okuduğum en güzel kitaplardan biriydi. Trt'de yayınlanan Uyanış Selçuklu dizisinde Hasan Sabbah ismini duyunca yıllar önce bu kitabı okumak istediğim ama daha sonra okumayı unuttuğum aklıma geldi ve alıp okudum. Okurken de çok keyif aldım. Gençlik yıllarında, Selçuklu'ya itaat etmek istemeyen Hasan Sabbah aynı düşünceleri paylaştığı arkadaşları Nizamül Mülk ve Ömer Hayyam ile bu düzene karşı çıkmaya yemin ediyorlar. Yıllar sonra bu söze sadık kalan sadece Hasan Sabbah oluyor. Sarayda başvezir olan Nizamül Mülk aracılığı ile saraya alınsa da onun niyetini iyi bilen başvezir sultanın aklına girip onu saraydan sürdürüyor. Böylece iki eski arkadaş arasında düşmanlık başlıyor. Keskin zekası ile karşımıza çıkan Hasan Sabbah'ın kurduğu bir düzenle karşılaşıyoruz. İnsanlarla konuşarak ve anlaşarak düşüncelerini kabul ettirmekte zorlanınca, onların saflıklarından faydalanmayı uygun görüyor. Kendisini insanlara peygamber olarak tanıtıp, cennetin anahtarına sahip olduğunu ve istediği kişiyi oraya gönderecebileceğini söylerek onları kendi safına çekiyor. Sabbah uzun yıllar kuruduğu şeytani planlar ile genç kızları kalesinin arkasındaki bahçeye toplayıp onları huri olduklarına inandırıyor ve Fedailerini uyuşturucu maddeler ile kendilerinden geçirip onlara bu bahçeleri cennetmiş gibi gösteriyor. İnsanların aklı ve duyguları ile bu kadar acımasız bir şekilde oynamasının nedeni de fedailerin kendisine ölümcül bir bağ ile bağlanmasını sağlamak. Başarılı oluyor ve kendisine sonsuz bir imanla bağlanan fedai ordusuna sahip oluyor. Ne kadar güce ve kuvvete sahip olursa olsun kurduğu düzen kendi istediği dışındaki gelişmeleri de beraberinde getiriyor elbette. Hayat ondan kaybetmek istemeyeceği insanları alıyor ve onu kendisini yalnız hissettiği şu koca evrende yapayalnız bırakıyor. Ben kitabı okurken Hasan Sabbah'ın zekasına gerçekten hayran kaldım. Fakat yaptığı şeyler hiç de basit şeyler değil. Müslüman bir topluluğa yeni bir peygamber daha geleceğini ve bu kişinin kendisi olduğunu inandırabilmesi beni çok rahatsız etti. İnsanların sorgulamadan herhangi bir şeyin peşinden gitmeleri günümüzde de çok fazla karşılaştığımız bir durum. Tarihte bu kadar çok örneği varken insanların asla ders almaması ise aralarında en kötüsü. Kitap konusu, kurgusu ve anlatımı ile gerçekten çok güzel bir kitap. Devamı olsa hiç sıkılmadan okurdum. Benim gibi aman bir gün okurum diye diye yıllarca erteleyen arkadaşlar varsa da okumalarını öneririm. İyi okumalar.