resmini indirdim duvardan, adını unuttum ne tuhaf!
karakolda kaydın yok! hastanelerde yok!
mezarlıklarda yok! gittin!
bir gecede hazırlanıp bir gecede gittin!
bana bir gece bırakıp yanına bir gece alıp da gittin!
kırmızı çoraplarından birinin teki kalmış!
mor çoraplarından birinin tekini götürmüşsün!
ben de mi gitmeliydim
yürüdüm! bir kentten bir başka kente yürüdüm!
gittin! inanılmaz!
sana abi diyecektim, dedirtmedin
sana oğlum diyecektim, dedirtmedin
bunun için ağlamıştık, komşular bizi şikâyet etmişti
eve gelen ziyaretçiler üzülmüştü
bize gül getirmişlerdi
bize üzüm getirmişlerdi
bizi kendimize getirmişlerdi, bunu biliyorduk
bunun için ağlamıştık
tuvalette bıraktığın atleti buldum!
kokladım! köpekler gibi kokladım!
yola çıkıp kokunu aradım izini bulurum diye!
gittin! inanılmaz!
senden bana seken bir yürek
ki yürekler zaman zaman dengesini kaybeder
senden bana yansıyan bir ışık
ki ışıklar küstüler mi bir daha barışmazlar
senden bana damlayan bir çiy tanesi
ki çiy taneleri daima acıya müdahale ederler
oysa ısrarlı bir çocuk gömleği var bu gece üstümde
siyah, cepsiz, buruşuk ve kirli
senin bu gömlek
senin bu pantolon
artık yalnızca eşyaların
artık yalnızca eşyalarım sevebilirim
artık yalnızca eşyalarınla ağlıyoruz
en fazla seni özlüyoruz
bunu komşular da öğrendi
ziyaretçiler de öğrendi
bir sen..
bütün aşk şarkılarım söylerdin
bütün aşk şarkıları sana yazılırdı
fakat artık sen yoksun
ölüm koynuma sokulsun, beni soksun,
zehirle beni ey peygamberim!
tanrısıyla sevişen peygamberlere kitap iner
bu gece üstümde ısrarlı bir çocuk gömleği var
galiba düğmelerini çözeceğim!
Sayfa 34 - Sel Yayınları