Gönderi

Çalışkan(!) Bürokrat
Saat 11 olmuştu. Hademebaşı, "Vali Bey geliyor, duvara doğru çekilin, selam durun, düzgün durun!..." diyordu. Gelen, Vali Nevzat Tandoğan'dı. Uzun boylu, çok ağırbaşlı ve resmi görünüşlüydü. Vali, odasına girerken, ben de Muavin'in odasına daldım yine. Sigara içmesi, gazete okuması sürüyordu. Kahve de içiyordu bu kez. "Beyfendi, benim belgemi imzayacaktınız" dememle, Muavin'in bağırması bir oldu: "Çık dışarı bekle, dedim sana!" Masanın yanında varıp yazımı alınca ben de serteldim: "Sizin imzanız olması şart değil! Vali Tandoğan da imzalar! Vali adam yemez ya!" deyince adam kahveyi mahveyi bıraktı, ayağa fırladığı gibi sol bileğimden yakaladı. Bende de korku kalmadı. "Ben devlet dairelerinde saat 9'da işe başlandığını sanıyordum. 11'de işe gelen Vali'nin Muavini de 10.30'da gelir, sonra gazete, sigara,kahve fasılları başlar. Burada kim hizmet yapar?" dedim. Kapı açılmış, hademe yanımda belirmişti: "Sana çık dışarı diyorum!" " Burası devlet dairesi. Burada yurttaşın işi görülür. Gazete,kahve içinse Kızılırmak Kıraathanesi var! Siz yapamıyorsanız, bu masa boş kalmaz. Devlet buraya, iş yapanı bulur, getirir, oturtur. Dahası, ben oturur, yaparım!" dedim.
Sayfa 23 - Literatür yayınlarıKitabı okudu
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.