Açıklayamadığımız şeyler var olmayı sürdürüyorlardı ama bunlara katiyen olur vermiyorduk. Açıklayamadığımız şeyleri görmezden geliyordu; bu sırada dünyanın büyük bir kısmı çocuklara, delilere, budalalara ve mistiklere; “ne” sorusuyla “neden”den daha çok ilgilenenlere terk edilmişti. O kadar çok eski ve hoş şey dünyanın tavanarasında saklanıyor ki; bunları etrafımızda görmek istemiyor ama atmaya da kıyamıyoruz.