Gönderi

- “Kültürümüzdeki erkek bir gelişim çıkmazındadır. Yerinden kımıldamayacaktır, bunun nedeni de güneşteki o azizlenen yerini koruması değil, kımıldayamamasıdır. O, güçbela dengelenen ve o çok iyi çiğnenmiş olan yolundan bir parça saptığı an çökmenin eşiğine gelen kartondan bir golyattır. Geleneksel kadın ve erkek davranışı ve rol tanımlan arasında rahatlıkla gidip gelebilen kadının akışkanlığından yoksundur. Kadın, bir eş olabilir, anne olabilir, ya da bir şirket yöneticisi olabilir. Tipik kadınsı bir tarzda veya erkeksi tarzda giyinebilir. Örgü veya yemek gibi "kadınsı" ilgilere sahip olduğu için sevilir, ya da "erkeksi" işlerde erkeğin uğraşlarını paylaştığı zaman hayranlık uyandırır. Bu onu, "bir erkeğin kadını" yapacaktır. Cinsel açıdan girişken veya pasif olabilir. Buna karşılık erkek, katı bir şekilde erkeksi tutumun tutsağı olmuştur ve bu tutumdan saptığı zaman açık veya örtülü birçok yoldan ağır bir şekilde cezalandırılmaktadır. Bazı kadın sorunlarından farklı olarak erkek sorunları, kanun yoluyla kolayca çözülebilecek türden değildir. Erkek öfkesini boşaltabileceği açık ve net olarak tanımlanmış hedeflere sahip değildir. Buna karşılık ona kendi duygularını çok gören kültürel baskılar altında, kadın mitolojisi ve kadına yönelik çarpık ve özyıkıcı görüş ve ilgi biçiminin altında, hem coşkusal hem de fizyolojik olarak kendi içinden gelen mesajlara tepki verme yeteneğini engelleyen "erkek gibi davranmanın” zorunluluğu altında ve neşe ve kişisel gelişim için yaşarken değil, sadece koşum takımları üzerindeyken kendini rahat hissetmesine neden olan genelleştirilmiş öznefretin baskısı altında ezilmektedir.”
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.