Gönderi

Taşın Altındaki Yürek
Evrenin tek bir varlığa indirgenmesi, tek bir varlığın Tanrı'ya doğru yücelmesi, işte aşk budur. * Dünyayı tek başına dolduran varlığın yokluğu ne büyük bir boşluktur! Ah! Sevilen varlığın Tanrı'ya dönüştüğü ne kadar doğru. Diyebiliriz ki Tanrı evreni ruh, ruhu aşk için yaratmamış olsaydı, Tanrı kendini kıskanabilirdi. * Her şeyin arkasında Tanrı vardır, her şey Tanrı'yı gizler. Nesneler siyahtır, yaratıkların rengi donuktur. Bir varlığı sevmek onu şeffaflaştırır. * Bazı düşünceler dualara benzer. Beden hangi konumda olursa olsun ruhun diz çöktüğü anlar vardır. * Ayrı düşen âşıklar, yokluğu kendi gerçeğine sahip binlerce hayalle avuturlar. Görüşmeleri engellenir, birbirlerine yazamazlar; haberleşmek için binlerce gizemli yöntem üretirler. Birbirlerine kuşların ötüşlerini, çiçeklerin kokularını, çocukların gülüşlerini, güneşin ışınlarını, rüzgârın iç çekişlerini, yıldızların parıltısını, tüm evreni gönderirler. Ama neden olmasın? Tanrı'nın tüm eserleri aşka hizmet etmek için yaratılmıştır. Aşk tüm doğayı iletileriyle dolduracak kadar güçlüdür. Ey İlkbahar! Sen ona yazdığım bir mektupsun. * Gelecek, zihinlerden çok yüreklere aittir. Sevmek, işte sonsuzluğu dolduracak tek şey. Sonsuzluğa tükenmezlik gerekir. * Aşk ruha benzer. Doğası, onunkiyle aynıdır. Onun gibi ilahi bir kıvılcımdır, onun gibi aşınmaz, bölünmez, yok edilemezdir. İçimizdeki hiçbir şeyin sınırlayamadığı ve söndüremediği ölümsüz ve sonsuz bir ateşin yandığı yerdir. Kemiklerimizin iliklerine kadar yandığı hissedilir ve göğün derinliklerine kadar ışıldadığı görülür * Tanrı sevenlerin mutluluklarına ancak onlara sonsuz bir süre vererek katkıda bulunabilir. Aşkla geçen bir yaşamdan sonra, aşk dolu bir sonsuzluk, bu gerçekten de bir yücelmedir... * Kim olursa olsun, herkesin yanında soluk almasını sağlayan varlıklar vardır. Onları kaybedersek havasız kalıp boğuluruz, ölürüz. Aşk yoksunluğundan ölmek ürkütücüdür. Ruh soluksuz kalır. * Aşkın meleksi ve kutsal bir bütünlük içinde eriyip kaynaştığı iki varlık için yaşamın sırrı bulunmuştur; aynı kaderin iki yolcusundan, aynı zihnin iki kanadından başka bir şey değildirler. Sevin, kanatlanın! * Aşkın başlattığını ancak Tanrı tamamlayabilir. * Taşsanız mıknatıs olun, bitkiyseniz küstümotu olun, insansanız âşık olun. * Aşka hiçbir şey yetmez. Mutlu olan cenneti ister, cennete sahip olan gökyüzünü ister. Ey sevenler, her şey aşkın içindedir. Onu bulmayı öğrenin... * ... -Hâlâ o evde mi oturuyor? - Taşındı. - Nereye? - Söylemedi. Ruhunun adresini bilmemek ne kasvetlidir! * Aşkta çocuksu davranışlar, diğer tutkularda ise bayağılıklar vardır. Onu bayağılaştıran tutkulara lanet olsun... * Bunun çok garip olduğunu biliyor musunuz? Karanlıklardayım. Biri giderken göğü yanında götürdü. * Sevdiğiniz için acı çekiyorsunuz, daha fazla sevin. Aşk yüzünden ölmek, yaşamaktır. * Sevin. Hem yıldızlı hem kasvetli bir dönüşüm bu işkenceye karıştı. Can çekişmenin de bir coşkusu vardır. * ... O zamana kadar sevin ve acı çekin, umut edip düşleyin, Sadece bedenleri, şekilleri, görüntüleri sevenlere ne yazık! Ölüm her şeyi yok edecek. Ruhları sevmeyi deneyin, onlara yeniden kavuşursunuz. * Sevilmek ne ulvi bir şey! Ondan daha ulvi olan ise sevmek. Yürek tutkuyla yücelir. O saflıktan oluşur; sadece asil ve yüce olandan destek alır. Buzulda ısırgan otu nasıl yetişmezse, onun içinde de uygunsuz düşüncelere yer yoktur. * Seven biri olmasaydı Güneş sönerdi. / s: 237, 238, 239, 240, 241, 242 Sefiller (2. Cilt)
Sayfa 237
·
60 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.