2.Dünya Savaşı'na Rusya cephesi tarafından bir bakışla anlatılan bu uzun soluklu romanda, en acımasız yönüyle kan dökmek zorunda kalan insanların, her birinin aslında savaşa sürüklenmeyen bir dünyada ne kadar duygusal ve naif olabileceğini, fakat şartlar içinde mecburiyetten doğan karanlık ve kanlı diktanın emri altına girerek ister istemez kendi kimliğine, şahsiyetine bile yabancılaşabildiğini görüyoruz. Son bölümlerde Stalin'le de haşır neşir olduğumuz romanda savaşın gerçek dramıyla yüzyüze getiriyor bizi yazar.