Aslında bakıldığında Veronika mutlu bir çocukluk geçirmişti. Ailesi onu sevgiyle büyütmüş, eğitimi için her imkanı sağlıyorlardı. Yine de içinde ters giden bir şeyler vardı, hayatı bir türlü anlamlandıramıyor, onu sevgiyle sarıp sarmalayan annesine gün geçtikçe bu sevgiden ve ilgiden dolayı daha da nefret duyuyordu, daha doğrusu bunun nefret olduğunu zannediyordu. Oysaki hissettiği şey mahcubiyet ve yetersizlikti. Bu duygu onda öylesine ağır basıyordu ki artık, yaşamının bir anlamı olmadığına kesin kanaat getirerek hayatını sonlandırmaya karar vermişti. Nefret ettiğimizi sandığımız ya da bizi öfkelendiren unsurların, bizde uyandırdığı duygunun aslında içimize gömdüğümüz hangi korkuyu,mahcubiyeti,endişeyi ortaya çıkardığına dönüp baktığımızda, biz de fark edebiliriz bunun bir nefret ya da öfke olmadığını. Paulo Coelho da işte böyle anlatıyor psikopatalojik süreçleri. Psikiyatrik hastalıkların oluşum mekanizmalarını incelediğimizde, çoğu kez oluşum süreçlerinin psikanaliz yöntemiyle değerlendirildiğini görürüz. Çünkü insan psikobiyososyokültürel bir canlıdır ve anne karnında başlayan oluşum sürecinden tutun yaşamının son anına kadar deneyimlediği her durum, insanın dört boyutta da gelişim sürecini etkilemeye devam eder. Bu süreçlerin her bir bireye özgü olması tıbbi ve psikiyatrik tanı alan hastalar için aslında "Hastalık yoktur, hasta vardır" ilkesini destekler niteliktedir. Günümüzde psikiyatrik tanılar ve psikopatolojik süreçler hakkında her ne kadar birçok bilgiye kolaylıkla ulaşabilir olsak da, Veronika,Mari,Zedka ve Eduard'ın bu süreçlerinin oluşum aşamalarına şahitlik ederken, tanıların gerçekten bireye özgü koşullarda ortaya çıktığını ve benzer koşulların aslında kendi hayatımızda ya da etrafımızdaki birçok hayatta da var olduğunu görüyoruz. Benzer yaşantılar o kadar çok ki, hâl böyle olunca psikiyatrik tanı almış kişilerin-bu kişi kendimiz de olabiliriz- ya da benzer süreçler yaşamış bireylerin hikayelerinin anlatıldığı böyle bir kitabı okumanın insanları ve kendimizi anlamak, suçlamamak, yargılamadan yaklaşabilmek açısından yol gösterici olduğunu düşünüyorum. Benim için keyifli aynı zamanda daha yirmili sayfalarında sonunu tahmin edebildiğim bir kitaptı, bu durum kitabı bir an önce okuma ve sonucunu öğrenme isteğimi dürtükledi diyebilirim, anlatım tarzı yazarın daha önceden de okuduğum Simyacı kitabıyla benzer bir anlatıma sahip, psikiyatri ya da psikoloji meraklısı olmasa bile herkesin rahatlıkla okuyabileceği akıcı bir kitap.

Veronika Ölmek İstiyorPaulo Coelho · Can Yayınları · 201578,6bin okunma

·

15 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Yasemin ZN