Deneme- öykü türünde kitaplar çok fazla okuyabildiğim bir tür değildir. Ama ilk defa elimde bulundurduğum kitabın ne bitmesini istedim ne de elimden bırakmak istedim.
Sanki kendimden yaşça büyük biriyle konuşup, onun hayatından kesitler dinliyor ve bunlardan ders çıkarmak ondan öğütler alıyor gibiydim. Ben kitap okurken hayal kurmam, hatta hiç kurmam ama öyle olmadı. Sanki arkada bir fon müziği dilinden hayata dair kesitler dökülen bir adam vardı hayalimde. Bazen kişilerin yerine kendimi koymam da cabasıydı. Yazarımızın kitabını sabırsızlıkla bekliyordum zaten güzel şeyler çıkacağını düşünüyordum ama kendimizmiş, içimizden, yanımızdan, hayatımızdan biriymiş gibi olmasını da beklemiyordum.
Bütün bahsedilen öyküler çok iyiydi ayrım dahi yapamıyorum derken karşıma Ali baba çıktı beni en derinimden etkileyen de bu oldu.
"Bir mezarın başında ağlarken sırtını kim sıvazladı mesela? Hastane koridorunda seninle kim dua etti? Yokluğu kiminle paylaştın? Her zorluk atlatılır da bunlar unutulmaz." Diyor yazarımız evet unutulmaz. Aynı şeyleri yaşayan biri olarak bende unutamıyorum.
"Bütün cümlelerim ebedi uykusunda yatan babama, babalara ve onları çok seven evlatlarına adanmıştır."
O evlatlardan biri olarak teşekkür ediyor ve sen hep yaz, kalemin susmasın, gönlün susmasın, kelimelerin bitmesin diyorum.