Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Hükümetin faaliyeti, üzerinde anlaşma mevcut olan sahalara inhisar ettiği müddetçe; bu faaliyetin sevk ve idaresi fertlerin rıza ve anlaşmalarına dayanabilir. Fakat devletin ferdi hürriyeti tehdit etmesi için, mutlaka üzerinde anlaşma mevcut olan sahaların dışındaki işlere doğrudan doğruya müdahalede bulunması icabetmez. Müşterek faaliyet sahasını alabildiğine genişletmek ve buna rağmen ferdi kendi sahası dahilinde hür bırakmak, maalesef mümkün değildir. Devletin tekmil vasıtalara sahip olduğu müşterek sektör, "bütün"ün muayyen bir nisbetini aştığı anda, devlet faaliyetinin tesirleri bütün nizama hakim olur. Devlet mevcut kaynakların ancak bir kısmının istimalini doğrudan doğruya kendi kontrolü altında bulundursa bile, kararları, iktisadi hayatın diğer kısmı üzerinde o kadar büyük tesirler yapacaktır ki, dolayısiyle her şey devlet kontrolü altına girmiş olacaktır. Mesela Almanya'da, resmi bir Alman dergisine göre, 1928 yılında merkezi ve mahalli otoriteler milli gelirin % 53'ünü kontrol etmekte idiler. Böyle bir vaziyette, devlet otoritesi hemen hemen milletin bütün iktisadi hayatına hakimdir. Artık gerçekleştirilmesi devlete bağlı olmayan hiçbir ferdi gaye mevcut değildir ve devletin faaliyetini idare eden "içtimai kıymetler ölçeği " fiiliyatta bütün ferdi gayeleri içine almaya mecburdur.
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.