Gönderi

“-Ya, dünya günden güne kötülüyor. Yakında bir bakacağız ki bir çocuk öz babasını vurmuş, ya da anasını. Başka birisi kız kardeşinin ırzına geçmiş. Büyükannem soluk soluğa: -Sus,sus, ağzını hayra aç adam. Mübarek cuma gecesi günaha girip durma boş yere. Büyükbabam camları titreten bir sesle: -Sana gerçeği söylüyorum. Gerçek denilen şeyin de cuması,perşembesi olmaz. Yalnız namaz kılmak, okuyup üflemekle iş bitmez. Allah insana yalnız tesbih değil, akıl da vermiş. Ne yaptın sen şimdiye kadar? Aklını kullanacağına durmadan tesbih çektin. Ne oldu tesbih çektin de? Hiç! Tesbih çekmekle her iş olup bitseydi dünya şimdiye kadar cennet olurdu cennet! -Dünyadan bana ne, sen öbür dünyayı düşün asıl! Büyükbabam güldü: -Ha, dünyayı böyle düşünenler bozdu işte. Önce burayı düşünmek gerek. Mademki çocuk yetiştiriyoruz, onlara bizimkinden daha iyi bir dünya kurmalı öyleyse. Ama böyle tesbih çekmekle kurulmaz o mutlu dünya. Çalışmalı eğriyi doğruyu görerek, aklını kullanarak çalışmalı.”
Sayfa 17 - CanKitabı okudu
·
34 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.