Ben alır giderim başımı bir gün
Ege adalarına şarap içmeye
Oturup güngörmüş papazlarla teslis konuşmaya
Ve bir rüzgar koklamaya üçyüz yıl gelecekten
Çocuklarımız ve kadınlarımız
Ve bütün karmaşıklığımız, düzelse
Ben hala sorar dururum bir karpuz sergisinde,
Öğrenci yurtlarında nasıl hazırlanıldığını
Acele yemekler ve yataklar karşısında
Üzümcülerin ve balıkçıların sürüncemesi karşısında
Kabaran bir hüzündür gitgide aşk olur
Kalkıp tokatlarız bir yanlışlığı
Tutar bizi kan gibi tutar eksikliğimiz
Önce öyle sandırılırız, sonra inanırız
En kaba dağlarda incelik bulduğumuz
Yarım yamalak bir insan, bir sayı olduğumuz
Ve yaşlı bir kurdun öldüğü vakit
Şişer, ağar yüzeye morarmaz cesedimiz
Sarar ince bir sızı kalplerimizi