#okudumbitti #keşke #alıntılar Yazmak da konuşmak gibidir nasıl ki Konuşurken aklınıza bir şey gelince dağılır toparlama inca susarsınız yazmak da öyle olur kalemi bırakırsınız aklınıza takılanların geçit törenini seyredersiniz Hayatınızın dümenini elinize almazsanız seçimlerinizi başkaları yapar hayallerinizi başkaları Yaşar size de izlemek kalır Insan umudunu kaybedince çöker aşık umudunu kaybedince gider Altı çizgili cümleler yaralarımız dır Sanırım seninle de benzer yerlerimiz var Keşke hepimiz hayatımızda bir kere dahi olsa demişizdir. Ama bazı hikayelerde o keşke öyle derin yaralar açar ki konu vatan olur, sevda olur, devlet olur. Fikret Sağlam köy enstitülerinde eğitim görmüş yoklukla mücadele edilen dönemde daha çok yüreğe dokunmak ve eğitimi en ücra yerlere taşımaya gönüllü bir neferdir. Sabia onun tek aşkı tek keşkesidir ve ulaşamadığı sevdasının adını kızına verir. Kızı Sabia psikiyatri doktoru olur ve hastaneye gelen bir hasta onun adıyla çok ilgilenirken oda onun kitabındaki ayracı bir yerlerden tanıyordur. Fikret Sağlam'ın cezaevinde yazdığı günlüğü 1940 ve 1980 arası dönemin tarihi gelişmelerini, siyasi olaylarını, zorlu eğitim sürecini gün yüzüne çıkarıyor. 2 Sabia'sı için feda ettiği ömrü ve toplumsal olaylarda kalemiyle dimdik duran korkusuz kalemin hayat öyküsü... Tarık'ın, Nedret öğretmenin, Fatma'nın, Mehmet amcanın kesişen hayatları ve aşkın en güzel halini okuyun. Köy Enstitülerinin ne denli derin anlamlar içerdiğini ve hizmet anlayışının sınırsızlığı ile eğitimi her anlamda ele alan kıymetli bir yapı olduğunu okdukça daha iyi anlıyoruz. Yakın tarihe ışık tutarak nasıl dallarımızın kırıldığını anlatan bu kıymetli kitabı okuyun okutun. Akıcı ve dolu dolu içeriğiyle hiç bitmesin diyeceğiniz bir kitap. ✔Keşke yaptığımız hataların gecikmiş çığlığıdır.

KeşkeSema Soykan · Alfa Yayınları · 2021791 okunma

·

45 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Seda Işık