Aradığımız limanlar ruhumuzun dekoltesi değil miydi?
Kendisini o kadar anlaşılmaz ve yalnız hissediyordu ki, bir liman arıyordu belki de. Bu onun suçu muydu? Ya da böyle hissetmek bir suç muydu? Verilene razı olmak kader miydi? Ya da kaderimizi yazmak bizim elimizde miydi?