Gönderi

Cihân insân olmuştur, insân cihân, Yoktur bundan daha sâde bir beyân.* İyi bak, anlamak dilersen aslı bu işde, Göz de Odur, gören de, görüş de.** Kılmıştır hadis-i kudsi bu ma'nâyı beyân, Bi yesme'u bi yubşiru'*** kılmıştır ayân. ---------- *İbn Arabi şöyle der: “Allah'ın nefsini bilmek isteyen kimse âlemi bilmelidir. Çünkü nefsini bilen nefsinde beliren Rabbini de bilir” Muhiddin-i Arabi, Fusüs ül-Hikem, s. 160. Ayrıca İbn Arabi âlemi büyük mushaf olarak niteler ve yazılmış ve rakamlanmış harflerden oluştuğunu söyler. İbn Arabi, FütühâtMekkiyye, Cild 1, s. 279. Âlemin tümü Tanrı esmâsının tezâhürlerinden ibâret olduğundan (bkz. A.g.e.,Cild1, s.341) ve insânda da esmânın tümü mevcüd bulunduğundan (bkz. 281. beyte düşülen dipnot) insân küçük âlem, âlemse büyük insân olmaktadır. Ahmed Avni Konuk şöyle der: “Âlemde ne varsa onun naziri âdemde dahi tamâmen mevcüddur. Bir harfi bozuk ve bir ma'nası eksik değildir” Ahmed Avni Konuk, Tedbirât-ı İlâhiyye Tercüme ve Şerhi, s. 35. ** İbn Arabi de bu noktaya şöyle değinir: “Çünkü O her görünenle görür ve her görünende görünür. Demek ki âlem, onun süretidir. O da âlemin rühu olup onu sevk ve idâre eder” Muhiddin-i Arabi, Fusüs ül-Hikem, s. 106. Şeyh-i Ekber, bu makâma ulaşan kişinin görüşünü de şöyle tasvir eder: “.. gördüğü şeyde Allah'tan başka bir varlık görmez. O, görenle görüneni birbirinin aynı bilir” A.g.e., 8. 233. ***Şebüsteri'nin burada atıf yaptığı hadis şudur: “Kulum bana nafilelerle yak”aşmaya devam eder, tâ ki onu severim. Onu sevdiğim zaman da onun gözü kulağı, eli, dili, ayağı olurum ve o benimle görür, benimle duyar, benimle kavrar, benimle konuşur, benimle yürür” Bkz. Muhammed ibn İsmâil ek Buhâri, Sahihü'l-Buhari, haz. Muhammed Zuhair bin Nâsir el-Nâsir, Beyrut: Dâr Tavk el-Necât, 2001, Cild 8, s. 105. Mesnevi'de Hz. Müsâ ile çoban arasında geçen hikâyede de bu ifâde yer alır. (2:1729). Hikâyenin özeti için bkz. 734. beyte düşülen dipnot. İbn Arabi bu seviyeye ulaşıp ilâhi huylarla ahlaklanmış olsa bile kişinin edebe riâyet ederek kendisini yükümlü görmesi gerektiğini belirtir: “Hak 'onun kulağı ve gözü derken zamirde kulun varlığını da isbât etmedi mi? Öyleyse dış varliği ortada iken bu kul nereye gidecek?"İbn Arabi..
·
59 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.