Gönderi

516 syf.
·
Puan vermedi
Bu eseri aylar önce okumama rağmen, üzerimdeki hipnotik etkisi hala devam etmekte diyebilirim. Yaşarken farkında olmadığımız veya kıymetten yoksun sandığımız anların, günü gelince “hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum ” gerçeğiyle çarpışmasını, eserin tamamında görüyorsunuz. Baş karakterler Kemal ve Füsun. Kemal’in yaşam şekli, eğitimi ve dönemin İstanbul gençliğine de ayna tutmakta. Kemal ile İstanbul’u, Füsun ile Anadolu’yu; Sibel’le (Kemal’in nişanlısı) Avrupa’yı tanımış ve arada kalmış bir toplumu müşahede ediyorsunuz. Roman ve anafor etkisi; Kemal’in Sibel’le nişanlanması üzerine, nişana katıldıktan sonra Füsun’un ortadan kaybolmasıyla başlıyor. Kemal’in saplantıya dönüşen aşkı, Füsun’u bulma çabaları, izmaritleri toplaması, şahsi eşyalarını çalması gibi detaylar okuyucuyu esere bağlıyor. Eserin konusuyla ilgili ipuçları da vermemek adına detaylandıramıyorum. Eser hacim olarak çok uzun olduğundan gereksiz kısımlara ve uzatmalara sahip. Aynı şey etrafında dönüp dolaştığınızı düşünüyorsunuz. Roman sizi yer yer bunaltsa da elinizden de bırakamıyorsunuz. Bu romanı okuduktan sonra sorguladığım ve bilmek istediğim şey Füsun’un düşünce ve duygularıydı. Füsun’un duygularının işlenmemiş olması, romanda, biz okuyucuların Füsun’a olan tavrını da belirsizleştirdi. Füsun’un duygularının alenileştirilmemesi roman için kayıp mıdır kazanım mıdır hala karar veremedim. Lakin ben varsayımlardan uzak bizzat Füsun’un ağzıyla duymak, bilmek isterdim Kemal’e olan hislerini. Kitabı bitirince ilk yapmayı isteyeceğiniz şey, müzeyi gezip görmek oluyor. Hülasa: yaşadığımız bu an, en güzel anınız olabilir. Elde ne varsa kıymetini bilmek gerekiyormuş.
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202242,1bin okunma
·
86 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.