Ölüler Konuşamaz, Dilara Keskin'in okuduğum ilk kitabı oldu, ve son da olmayacak. Gerçekten kitaba tek kelimeyle ba-yıl-dım. Kitabın kurgusu ve gidişatı o kadar güzeldi ki. Hiçbir şekilde mantık hatası yoktu. Çok akıcıydı, Gökçe'nin öldüğünü kendime hatırlatıp kitaptan birkaç kelime okurken ağlamasaydım kitabı iki günde bitirirdim sjdnsjnfjdnfndk. Ve bence kitabı kimsenin bakış açısından okumamız daha iyi oldu. Bu herkesi daha iyi anlamamızı sağladı. Ayrıca da kitaptan çok güzel mesajlar aldım, Gökçe bana asla pes etmememi, ve haksızlıklar karşısında susmamamı bir kez daha bana gösterdi.
Kitabın sonuna kadar "katil kim?" sorusuyla kafayı yedim. Gerçekten. Hatta bir ara dalgınlıktan "yahu ben mi katilim acaba?" diye sordum. Herkesi kafamdan geçirdim herkesin olabilme ihtimali vardı gözümde, ben katili buldum mu? hayır. Aklıma getirmiştim onun olabileceğini ama vazgeçmiştim.
Gökçe.... ismini şu an yazarken bile gözüm doluyor... "keşke yaşasaydı." diyorum içimden. Ama hayatımda olmasını istediğim karakterlerden. Gerçekten hayatımda Gökçe gibi bir insan olsun isterdim. Gökçe'nin Alperle ilişkisi çok güzeldi... Gökçe'nin hayata, insanlara bakış açısı da çok güzeldi. Aynı şekilde Yankı, Erdem, Burcu'yu da çok sevdim. Ama ben düşündüm taşındım bir türlü Hakan'a anlam veremedim Bilirsiniz her karakteri her şeyiyle değerlendiririm mesela Burcu sevgiye muhtaç bir karakterdi. Ama Hakan'ın elle tutulur bir sebebi bile yoktu ahxbsjfnkdjcnf. Sevmediğim bir karakter sorulsa kesinlikle HAKAN DERİM AJDNSKFMKSMFKDK. Kurgunun gidişatı, dili, anlatımı, Gökçe'nin hayatı, Alperle yaşama tutunms çabası, Yankı'nın mücadelesi çok güzeldi :') Kitabı hiç düşünmeden alın ve okuyun!