"Avazın çıktığı kadar bağırmazsan, zamanla susmaya mahkûm hâle gelirsin."
Yere Yakın Yıldızlara Uzak kitabından sonra okumakla bir hata yaptığımı düşünerekten okumaya başladığım bir kitaptı.. Aşırı akıcı olduğundan birkaç günde bitirdim. Beni sinir eden birkaç nokta vardı, onları da inceleme sonunda söyleyeceğim.
Konusuna gelirsem, Gökçe birçok kişiye göre mükemmel bir hayata sahip başarılı bir kızdır. Bir gün katili bulunamayan bir olaya kurban gider. Katili bulunamadığından dava kapanır, ta ki Gökçe gibi biri daha bileğinde siyah kurdele bağlanmış bir şekilde ölü bulunana kadar..
Bu Gökçe'nin arkadaşlarını harekete geçirir. Katili bulmada yardımcı olmak için olayı araştırmaya karar verirler ve geçmişin kapıları aralanır.
Yıllar süren yalanlar, Gökçe'nin söylemediği gizemler derken katili arayış başlar.
Açıkcası Alper ve Gökçe'nin geçmişteki ilişkisi beni o kadar etkiledi ki Gökçe'nin ölmüş olup da aşklarının yarım kalmasına takılamadım.
Beni sinir eden şey de Gökçe'nin ölüm sebebiydi. Ölüm sebebinin saçmalığı beni delirtirken, katili suçlayamamak durumunda kalıyorum. Suçlayamamın tek sebebi de psikolojinin nasıl o hale geldiğini az da olsa anlayabilmem. Ama ne olursa olsun bu öldürdüğü gerçeğini değiştiremiyor.
'Gökçe öldü.
Alper de Gökçe'yle birlikte öldü.
Gökçe nefes almayı bıraktı,
Alper zaten nefes almıyordu.'