Rastlantı sonucu ortaya çıkan bir keşif. Jacotot yetkin bir öğretmen iken kendisine cahil dedirtti. Cahil olduğu konuları insanlara öğretebileceğini keşfetti. Öğretmek ve açıklamak ve dayatmak ne kadar saçmaymış. Bunları düşündü. Düşünceleri ve tatbikleri sonucunda insan zekasının muhteşemliğini ve herkesteki eşitliğini kavradı. İrade, zeka, hak, birey olma, özgürlük, eşitlik konularında kitap boyunca düşündü, düşündürdü. Var olduğumuz için düşünüyoruz. Var olduğumuz için mutluluğu ve eşit fırsatları hak ediyoruz. Zeka ve yaradılış bakımından eşit olduğumuz için özgürüz. Hangi bilgiyi öğrenmek istersek ana dilimizi öğrendiğimiz gibi öğrenebiliriz. Özgürleşmiş beyinler, eşit zekalar ilkesine göre ne aşağı hisseder ne üstün. Aptal-zeki, öğrenen-öğreten gibi bir ikilem insanlar arasında eşitsiz bir düzen oluşturur. Bir sanatçıyla, bir zanaatkârla, bir filozofla, bir mühendisle, doktorla, işçiyle, köylüyle, kadınla, erkekle, çocukla yaşlıyla... Hiçbir kimseyle aramızda zeka farkı yok. Ne okula ne öğretmene ihtiyaç var. Bir kitap, bir eser, bir izlenecek olay yeter öğrenmemiz için. Hiyerarşi taa buradan başlıyor. Bu hiyerarşiyi reddedince, herkesle kendini eşit görünce özgürleşiyorsun. Devletin ve toplumun kahredici gücüne bile akılcı bir direniş yolu söylüyor. İdealler uğruna kendini yok etmenin manasızlığını; tahakküm ve hakimiyet için ne değişik yönetim biçimleri uydurulduğunu, hepsinin de temel fikrinin eşitsizliğe bel bağladığını gösteriyor. İletişim ile herkese kendimizi gösterip herkesi de anlayabileceğimizi gösteriyor. Özgür ruhlar için yapılmış, özgürleştirici bir eser. Her okuyucunun okumasını dilerim.

Cahil HocaJacques Ranciere · Metis Yayıncılık · 20142,334 okunma

·

195 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Erhan Korkmaz