Gönderi

ARZU POLİTİKASI (İktidar, İdeoloji ve Arzu Bağlamında Toplumsal Cinsiyet adlı Tezimden alıntıdır.) Arzuyu yıkıcı dengesizliğin politik örgütlenmesi olarak iktidar çarkına dahil ettiğimiz an, yani arzu, iktidar karşısında belirdiği an, artık bilinç düzeyine yaklaşarak mantık yasalarının tahakkümüne açık hale gelecek ve savaşılabilir somut bir güce dönüşecektir. Bu durum, kadının iktidar karşısındaki politik tutumu bağlamında ele alınacak olursa, iktidarın karşısında somutlaşan arzu-makineleri (bireyler ve özelde kadınlar), arzu politikası tarafından tanımlanması ya da temsil edilmesi gereken bir unsur veya meşruiyet kaynağı olmaktan çıkarak, yaratılması gereken başkaldırının mekanı olurlar. Dolayısıyla arzu politikası, kadınların temsil alanı değil, yaratılış alanıdır. Bir arzu politikacısı da Nietzsche'nin tabiriyle varoluşun "zar atımını" sağlayarak, politikayı rastlantı ile zorunluluk arasında gidip gelmekten kurtaran kişidir. Kadın hareketlerinin teorik ve pratik yönü işte bu şekilde ön görülemez bir karaktere sahip olabilirse rastlantının belirsizliğine ve eril zorunluluğun diktasına karşı her daim temkinli olabilme imkanı kazanılabilir. Yine de burada akıllara şu soru gelecektir: Belirsizliğin içinde, ona teslim olmadan ve onun himayesine girip edilginleşmeden bir arzu politikası nasıl güdülebilir? Bunun cevabı oldukça açıktır: Kadın hareketleri, arzu politikası sayesinde belirsiz, merkezsiz ve dengesiz bir karakter kazanabilirse yani, "varoluşun zar atımını" sağlayabilirse mağlup olmasının nedeni muhtemelen istenilen zarların gelmemesinden ziyade, gelen zarlar ile ne yapacağını bilememesinden, yani rastlantıyı bir seferde yeterince olumlayamamasından kaynaklanacaktır. Dolayısıyla politik arzunun eylemcisi olan kadının zaferi, devrim için gerekli olan nicel ve nitel şartları iyi tespit edebilmesinden ziyade, arzu politikasının yaratacağı kırılma anına kendisini iyi konumlandırabilmesinde yatacaktır. Arzu politikası aracılığı ile iktidarın mutlak senaryosunu belirsizliğe sürüklemek, devrimin olasılıkları üzerine bahse girmek değil, öngörülemezliğin imkanlarını üstlenmek demektir. Yani asıl amaç, arzu devrimi için gereken ilham verici belirsizliği yaratabilmektir. Dolayısıyla, var oluşsal olarak altüst edici bir eylem olan "zar atımı", arzuya içkin devrimci güçlere şans tanımak ve özgürlük deneyi yapmak demektir. Böylece arzu politikası, malum olanın (kadının ikincilliği) tarihi yerine, şimdinin tarihini yapmaya imkan tanıyabilecektir.
·
88 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.