Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

165 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Hitler'in "İtaatsiz" Generalleri
“Tanrı huzurunda yemin ederim ki, Alman Reich'ı ve halkının Führer'i, Silahlı Kuvvetler'in En Yüksek Komutanı Adolf Hitler'e koşulsuz bağlılık göstereceğime ve cesur bir asker olarak hayatımı her zaman riske atacağıma bu kutsal yeminle ant içerim." Hitler Yemini Adolf Hitler ve Nazi Almanya’sı son yüz yılın en çok konuşulan, üzerine kitaplar yazılan, belgeseller yapılan, dizi ve filmler çekilen konularının en başında gelmektedir. İkinci Dünya Savaş dönemi yine son yüzyılın en çok gelir getiren konularının başında gelmektedir. Geçen günlerde Berk Birincioğlu Nazi Dönemine neden ilgi duyduğumuzla ilgili bir tweet paylaşmış ve bu konuya yanıt aramıştı. Bu ilginin en önemli nedenlerinden birkaçı yukarıda saydığım konuların sürekli olarak etrafımızda dönmesidir. Bugün yaşadığımız Covid-19 salgın dönemi hayatımızın bir parçası, o yüzdendir ki yazılı ya da görsel yayınlar pek fazla ilgimizi çekmiyor, sıkıldık hatta, bundan birkaç yıl sonra, bu salgın bugünkü kıymetini kaybettiğinde, işte o zaman piyasaya çıkacak olan kitaplar, dergiler, dizi ve filmler, belgeseller daha çok ilgimizi çekecek, -Veba ilgisinde olduğu gibi- , bugün pek kıymet vermediğimiz görüşler, yaşanılan acılar, çektiğimiz zoraki çileler, o yayınları okuduğumuz ya da izlediğimizde daha kıymetli gelecek. Bilmek açlığı yaşadığı dönemi değil, geçmiş dönemi daha cezbedici kılıyor, yaşamadığımız ne varsa deneyimlemek için çok fazla şey yapıyoruz, zaman harcıyoruz, öğrendikçe daha fazlasını istiyoruz. Bu konuya değinmemin nedeni bu konu özelinde ülkemizde yayınlanan çeviri yayınların azlığı ve bu azlık neticesinde daha fazlasına duyulan açlığın hiçbir şekilde bastırılamaması. Nazi dönemi ile ilgili merak öncelikle gelişmiş sanayinin bu savaşta çok fazla kullanılmış olması, teknolojinin tavan yaptığı yüz yılın bu savaşlara denk gelmesi, deneylerin ve göze hoş gelen her tertibatın insanların dikkatini çekmek için olağanüstü bir şekilde kullanılmasıdır. Bugün halen onca ölümün ardındaki sembol olmasına karşın Gamalı Haç’ın sembolize ettiği kötülüğe değil göze hoş gelen duruşuna mest olabiliyoruz, Sovyetlerin acımasızlığını bir kenara bırakıp Orak ve Çekiç temalı tişörtler, bandanalar takabiliyor, sosyal medya hesaplarımızda bu görselleri kullanıp altlarına birde milyonlarca ölümden sorumlu kişilerin sözlerini kolayca paylaşabiliyor, haklılık payı veriyoruz, İngilizlerin ve Amerikalıların milyonlarca insanı sömürgeleştirmesini, yerli halkları yok etmesini unutup, D-Day’i ağzımızdan salya akarcasına okuyabiliyor, RAF’ın yani Kraliyet Hava Kuvvetleri’nin Almanya Hava Kuvvetlerini temsil eden Luftwaffe’ı nasıl ters yüz edişini gururla anlatıyor, M4 Sherman’ın, T-34’ün, Tiger’ın yaptığı tank savaşlarının konusunu ve kahramanlarını delicesine okuyor, Çöl Tilkisi Rommel’i neredeyse baş tacı ediyoruz. Bu dönemle ilgili ilgimizi çekecek o kadar materyal var ki, nereden başlasak başlangıç olmaz, nerede durmaya çalışsak ortaya bir sonuç çıkmaz. Bu konulara ilgi duymamızın o kadar sebebi var ki, hangi birini anlatsam yarım kalır, özellikle edebi özellikler taşıyan anı ve hatıratların, yaşanmışlıkların, acıların, ümitsizliklerin, kazanan tarafın sevincinin, kaybeden tarafın yıkımının işlendiği kitaplarda kayboluyor, dehşeti tüm çıplaklığıyla yaşıyor ve daha fazlası için kaynak arayışına giriyoruz. Bu konuyla ilgili kitaplığımda onlarca kitap var, sadece bu dönemle ilgili 500’ün üzerinde kaynak kitaba sahibim, anı, hatırat, tarihi roman türünde ise 1000 kitaba yaklaşan bir arşivim var. Bu incelemenin yazılmasına sebep olan kitap ise onlarca cilt kitabın bir çoğundan daha doyurucu ve akılda kalıcı bir şekilde hafızama kazındı, o yüzdendir ki, bu konulara değinerek kitaba başladım. 165 sayfalık bu kitap, Almanya’nın Hitler öncesine ve Hitler’in iktidara nasıl çıktığıyla başlıyor, okuru hızlı, bir o kadarda sakince ikinci dünya savaşına hazırlıyor; cepheler, generaller, taktikler, başarılı başarısız onlarca girişim, hatalar, başarılar, belkiler, amalar üzerinde dolu dolu bilgi sunuyor. Bu kitabı alacak okur Hitler’in ve Generalleri’nin ruh halini, ast üst ilişkisini ve komuta zincirinin ne kadar kırılgan bir seviyede olduğuna tanık oluyor.
Basil Liddell Hart
Basil Liddell Hart
‘ın
Hitler'in Generalleri Konuşuyor
Hitler'in Generalleri Konuşuyor
kitabı çok iyi bir kaynak olmakla birlikte, Hart’ın en iyi kitaplarının başında gösterilmektedir. Bu kitapta da Hitler’in Generalleri arasındaki o çetin savaşı okura çok iyi yansıtmakta fakat detayların fazla oluşu nedeniyle bazı okurları bu tarz kitaplardan uzak tutmaktadır. Humble’ın "Hitler’in Generalleri" kitabı ise az ve öz içeriğiyle dopdolu bir okuma sağlıyor, konuyu merak eden okuru sakince bilgiye boğuyor, bu komuta zincirinin hiçte sıra dışı olmadığını, aslında fazlasıyla kırılgan bir yapı olduğunu gözlemlemektedir. Hitler 30 Ocak 1933 tarihinde Şansölye oldu, 27 Şubat’ta Reichtag alevler içinde kaldı, 28 Şubat’ta Hitler Anayasayı askıya aldı, 23 Mart’ta 441 oyla Haklar Yasası’nı çıkarttı ve yasal diktatör oldu, onun artık bir yemini vardı ve herkes bu yemini edecek, ona bağlanacaktı, hem gönülden hem de kanunen. Hitler bir anda iktidara gelmedi, daha önce Mussolini gibi darbe yaparak gelmek istedi başarılı olamadı, daha sonra üç kez seçime girdi ve iktidar olamadı, ilk ikisinde yakınında dahi geçemedi, son seçimde ise yine çoğunluğu alamadı lakin, seçkin takımı onun seçilmesinden yana tavır koydu. Konuşmalarındaki heyecan, verdiği vaatler birçok kişiyi ona yaklaştırdı. Adolf Hitler iktidara gelirken, etrafında kim varsa kullandı, onun etrafında olanlar da elbette onu kullandı. Hitler’in Ordu’ya ihtiyacı vardı, Ordu’nun da kendisine güç verecek bir lidere ihtiyacı vardı, Hitler Generalleri’ne sözler verdi ve güçlü Alman Ordusu’nun yeniden dizayn edileceği garantisini verdi, Kavgam’da da sık sık belirttiği üzere -içi dolu olmasa da- üstün Alman Irkının silkinmesini hem halka hem de ateşli taraftarlarına aşıladı, bu bir oyun değildi, bin yıllık Almanya İmparatorluğu kimileri için komik bir yaklaşım gibi görülse de, eğer Hitler ordudayken yani askerdeyken, teknik ve stratejik bilgisi çok yüksek bir seviye de olsa idi, iyi bir komutan olabilseydi, İkinci Dünya Savaşı esnasındaki hem komuta hatalarını yapmaz hem de Generallerini puzzle gibi sağa sola oynatmaz, görevden alıp, daha sonra kafasına göre sana ihtiyacım var diye geri getirmezdi ve dahice komuta edebildiği bir orduyla, anlaştığı generalleriyle neler yapmazdı? Neyse ki, Hitler'in askerlik anıları öyle parlak değil, tam tersi Generallere nefret kusan bir görüşe sahipti, saygı duymuyor onlardan tiksiniyordu. Nazi Almanyası’nın bugün var olmamasına sevinmeliyiz, çünkü bu hastalıklı, saplantılı bir sistemdi, çoğulculuğa değil lidere biat vardı ve varsa yoksa lider üzerinden ilerleyecekti, toplumun değil, liderin sözü toplumun ne söylediğine bakılmaksızın kabul görecekti. Bugün hayatımızda ne varsa, her ne kadar sorunlu da olsa devlet sistemleri bilimin, teknolojinin toplumun erişebileceği seviye de olmasını sağlamıştı, Nazi Diktasının var olduğu yüz yılları düşünürsek eğer, bu gelişmeler devlet tekelinde olacak, serbest piyasa mantığı belki de hiç olmayacaktı, çünkü güç tek bir yerde olmalıydı ve Führer hiç kimse tarafından eleştirilemezdi. Hitler’e sadece birkaç Generali ses çıkarabilmiş, onunla yüz yüze sert tartışmalara girmiştir, bunların en başındaki isim Guderian’dır. Bunu belirli bir seviyede yapabilmiş olsa da, ne kurşuna dizilmiş ne de hapse atılmıştır, motorize birliklerinin en nadide komutanı olmakla birlikte, Nazi Almanyası’nın Blitzkrieg ya da Yıldırım Harbi denilen doktrininin uygulanabilmesindeki en büyük paydaşlardandır. Sık sık Rommel ile karşılaştırılan Guderian, Savaşın sonuna doğru Alman Ordusuna liderlik etmiştir, Rommel ise artıları ve eksileri yan yana getirildiğinde bana göre Guderian’ın gerisinde kalmış olmasına rağmen, Guderian’ın uğradığı haksızlıklar, Rommel’in Afrika’da ki ilk başarıları onu popüler bir komutan haline getirmiştir. Hatta bu popülerlik Joseph Goebbels tarafından gazetelerde ya çok az ya da onun istediği kadar yer bulabilmiştir, çünkü Führer’den daha popüler olması Nazi liderlerinin isteyeceği bir şey değildi, buna benzer olaylar hem Sovyetler de hem Naziler de oldukça sık yaşanmıştır, Generaller, ülke liderlerinden güçlü hale geleceği düşünüldüğü zaman aşağıya çekilmiştir. Rommel’in taktikleri oldukça farklıydı, ilgi çekici olması ve kazandığı zaferler onu bir yıldıza çevirmiştir, diğer taraftan bakınca yani başarıları devam etmeyince bakış açımız biraz değişecektir. Şunu da unutmamak gerekir ki, Wehrmacht Sovyetler tarafından ezilirken Rommel bu sahada herhangi bir taarruza komuta etmemiştir, çölde aldığı başarılar, elbette onun dahilik eseri olsa da buz ve çamurun içinde neler yapabileceği muamma olarak kalmıştır. İkinci Dünya Savaşı birçok yönden etkileyici bir savaş olmakla birlikte, tesadüflerin, şansların, şansızlıkların, başarının, başarısızlıkların oldukça bol olduğu bir savaştır. Hitler’in bilgi birikimi sadece kendi açığını kapatabildiği ve inatla yapılmasını istediği taarruzların geçmişi; Generallerinin olumsuz görüşüne rağmen yaptırıp başarılı olduğu, aynı zamanda; oldukça da başarısız olduğu kararlarla doludur. İkinci Dünya Savaşı bol hataların hüküm sürdüğü bir savaştır, anlamsız onlarca taarruz, yıkım, dehşet, ölüm, kan vadetmektedir. Eğer Hitler çok sevdiği Mussolini’nin İtalyası ile müttefik olmasa, Birinci Dünya Harbi’nde ki gibi birden fazla cephede mücadele etmese, Hitler’in Generallerine, Generalleri’nin de Hitler’e güveni tam olsaydı, yapılan birçok hata yapılmaz, eksik istihbarat ile yola çıkılmaz, kendi Generallerinin çeşitli komplolarına maruz kalmazdı. Bunlar olmasaydı, yani çoğu tarih severin güçlü bir Nazi İmparatorluğu hayali gerçek olsaydı, güç ve gövde gösterisi bakımından dünya bambaşka bir durumda olurdu, tarih eğerle, amayla yorumlanamaz olsa da dünya çok daha karanlık bir halde olurdu, bin-yılcı görüş iyiliğin yeşermesine, en azından kendileri dışında bir şeylerin yeşermesine pek izin vermezdi. Kitabı mutlak suretle öneriyorum, bildiğim onlarca detaya rağmen, kitabın çizilmedik yerini bırakmadım desem yeridir. Az sayfa sayısına aldanmadan, Hitler'in Generalleri ile olan ilişkisine çok sağlam bir bakış atacaksınız, Nazi Almanyası ve dönem ile ilgili biraz bilginizin olması kitabı okurken İkinci Dünya Savaşı’nın cepheleri ve komutanları hakkında daha anlaşılır bir okuma yapmanıza vesile olacaktır. Çok daha fazla detay ve alıntı isteyenler muhakkak Liddell Hart'ın Hitler'in Generalleri Konuşuyor kitabını okumalıdır. Savaşın sonuna doğru Wehrmacht komutanları sürekli görevden alındı, oradan oraya tayin edildi, komplocular idam edildi, korkudan sesini çıkaramayanlar Hitler ne derse onu yaptı, anlamsız taarruzlar gerçekleştirdiler, korktular, kaçtılar, intihar ettiler, Guderian gibi dik duranlar onunla tartıştı, istifa etti, görevden alındı, tekrar göreve getirildi, Hitler komutayı devraldı, tüm komutanlıkları kendisinden topladı, daha sonra tekrar atamalar yaptı, karmakarışık bir kaotik dönemdir bu dönem, aynı zamanda komuta zinciri de öyledir. Hitler'in en güvendiği isim Himmler bile barış yapmak için müttefikler ile görüşmüş, istihbarat'ın en yetkisi kişisi Canaris türlü oyunlar oynamıştır. Mussolini ise başına bela olmuş, neden sevdiğini anlayamadığımız sevgisi sayesinde belki en büyük hatalarından birini yapmıştır Hitler, yani ona güvenmek ve İtalyan Ordusundan medet ummak gibi, halbuki ne ordunun ne Mussolini'nin medet umulacak yanı kalmıştı. Müttefikler'in ayak sesleri Berlin'den duyulurken Hitler'de yıllar önce verdiği sözünü tuttu, yapılış şekli tartışmalı olsa da Volk'u için canını vermişti. Kitaba konu olan Generaller; Hermann Göring, Wilhelm Keitel, Erich Raeder, Karl Dönitz, Robert Ritter von Greim, Erwin Rommel, Fritsch, Bloomberg, Ludwig Beck, Ribbentrop, Paulus, Halder, Kleist, List, Manstein, Georg Stumme, Kesselring, Brauchitsc, Runstedt ve daha fazlası. İyi okumalar. 10/10
Hitler'in Generalleri
Hitler'in GeneralleriRichard Humble · Kastaş Yayınları · 202125 okunma
··
1.520 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
fazi okurunun profil resmi
İncelemeyi okumadan önce, bu kitap Temmuz okumamda diye düşünüyordum. Ve tahmin et inceleme bitince ne oldu? Sayende Haziran okumalarına eklemeyi düşünüyorum. Şimdi ne yapacağız Ç? Nasıl olacak? Komutanları ve Hitler ile olan ast üst ilişkilerini çok merak ediyorum. Kitabın kısmen ince olması içeriğinin doyuruculuğunu azaltmıyor anlattığın ve benim de kitabı üstünkörü incelediğim kadarıyla. Okumayı ve seninle kitap üstüne fikir alışverişi yapmayı dört gözle bekliyorum canım dostum! Emeğine sağlık...
Ebru Ince okurunun profil resmi
Generaller deyince şu alıntı burada dursun :) #135050625
Hitler'in Son Günleri
Hitler'in Son Günleri
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.