Tolstoy ile bir çoğumuz, okul yıllarından öğretmenlerimizin ödev verdiği ‘İnsan Ne ile Yaşar’ kitabı sayesinde tanımışızdır. Ondan beri de kendime yakın hissettiğim, sevdiğim yazarlardandır. Birkaç kitabını okuduktan sonra, sevgili Öznur’un sayesinde Savaş ve Barış’a topyekün cesaret etmiş olduk.
Kitabın konusu; adından da belli olduğu üzere, Rusya ile Fransa arasında geçen bir savaşı ele alıyor. Savaşın, toplumları / iktidarları; sosyal, ekonomik ve psikolojik olarak nasıl etkilediğini görüyoruz. 1800 sayfa kitabı bu kadar basit özetleyemeyiz.Benim de böyle bir niyetim yok zaten.O yüzden, genel bir bakış açısıyla incelemek istedim.
Tolstoy, Kırım gazisidir. Bu kitabı yazarken kendi tecrübelerinden ve yerli / yabancı arşivlerden faydalanmıştır. Ayrıca Savaş ve Barış kitabı 1865 - 1867 yılları arasında, Rusya’nın ‘Rus Haberci’ gazetesinde, dizi hâlinde ‘On yıl 1805’ adıyla yayınlanmıştır. Yazar, Bizim iki cilt okuduğumuz bu kitabı, İki yıl gibi kısa bir sürede yazabilirken, yine kendi kitabı olan Hacı Murat (1896-1904) için ise sekiz yıl beklemiştır. İki yıla, her yönden bilgilendirmeye sahip, düşündürücü bir kitabı sığdırmak, gerçekten muazzam bir olay.
Kitabın dili betimlemelerle süslü, konteslerin elbisesindeki detaylardan tutun, yüz ifadelerindeki en ince ayrıntıyı rahatlıkla gözünüzde canlandırabiliyorsunuz. Kendi açımdan bu durumun, beni yavaşlattığını ve yer yer yorduğunu söyleyebilirim.Bu kadar ayrıntılı bir kitabın, neden dizisini yok diye düşünürken; BBC tarafından ‘War and Peace’ adında dizisinin yapıldığını öğrendim.Dizi için; bazıları kitaptan uzaklaştığını söylerken, bazıları da başarılı bulduğunu belirtmiş.
Bir diğer nokta; metinlerde bir sürü Fransızca cümle kullanılması. Sayfalarca dipnot okuyorsunuz. Dönemin ruhunu, hissetmemiz açısından bu şekilde aktarıldığını düşünüyorum.Eğer öyle değilse, Fransızcası ‘komen sava/ sava biyen mersi etuğva’ olan benim için bir kalp kırıklığı söz konusu olabilir :)
Birinci kitapta ağır akan konu, ikinci kitaba geçildiğinde hız kazanıyor. Savaşın yansımalarını, ailelerin üzerinden görebiliyoruz.Ayrıca bazı bölümlerde yazarın, savaş hakkında ki tarihi bilgilendirmelerini ve yorumlarını okuyoruz.
Kitapta okuduğumuz aileler, kalabalık olduğundan dolayı, kimin kim olduğunu rahatça bilmemiz açısından soyağacı tablosunu da ulaşmak, okuyanlar açısından kolaylık sağlayacaktır.
Beni en çok etkileyen Tolstoy’un; hayvanlar doğa, fizik, kimya ve matematik bilimlerinin yanında felsefe ve psikolojiye hakim olmasıdır. Bu bilgilerini, anlatılan olaylar ile sentezleyerek, okura aktarması, müthiş bir akılda kalıcılık sağlıyor. Kitabı, aklını vererek okuyan birinin, beğenmemesi, etkilenmemesi mümkün değil.
Son olarak kitabı birlikte okuduğum arkadaşlarımdan; Meltem’in ışık hızıyla bitirmesini, Büşra’nın sesli kitap okumasını, Asiye’nin kısa versiyonunu tercih etmesi ve İlayda’nın henüz hiç başlamamış olmasını gözardı ederek, güzel bir okuma yaptığımızı söyleyebilir ve teşekkür edebilirim.İyi ki birlikte okumuşuz.Yoksa okumak için geride bıraktığım kitaplar arasında süzülüp gidiyor olacaktı :)
@oznurrrpinkkk ,
Sen sus sana halen gıcığım üç günde kitap mı bitirilir 😒😁@mmmmeltemmmm
Ne yaşlı? kim yaşlısı? Dur ya hayat daha yeni başlıyor @oznurrrpinkkk ‘um kendimizi yeni keşfetmişiz hemen pes etme 😁
Negzel inceleme okudum, kalemine sağlık :) Lisede kısacık versiyonunu okuyup sevdiğim ve aslında özlediğim de bir kitap, 1800 sayfaya cesaret etmek büyük iş, tebrikler okuma ekibinize de :)
Tuğba neyse ki plesenta dan gençlik kremi yaptıracak kadar kafayı yemedim 😂😂 Töbe yarabbi ya neler duydu bu kulaklar ,neler gördü bu gözler hafızamı sildirmek istiyorum 🙈🙉🙊