Radko, halk arasında yürek hakkınlığı (hafakan) olarak bilinen bir hastalığa tutulmuştur. Sürekli rüyalarında ateş kıvılcımları arasında yanan bir çocuk ağlaması ve kadın çığlığı duyarak uykusunda divaneler gibi çırpınıp bağırır. Babası Türk askerleri tarafından düşman zannedilip okla vurulunca Türkler 'e düşman kesilir. Oysaki aradığı şifayı Yıldırım Bayezit'in Edirne'de yaptırdığı darüşşifada bulur. Kendisi Bulgar bir Ortodokstur. Gülnihal ise babasıyla at sırtında Edirne'ye giderken yola çıkan yılan atın şahlanmasina ve babasının yere düşmesine neden olur , düşme sonucu kafasını taşa çarpan babası oracıkta ölür ve kızın annesi babasının ölümünden kendisini sorumlu tutup onu sürekli uğursuzlukla suçlar.Bu durum Gülnihal 'in de akıl sağlığını kaybedip darüşşifaya yatırılmasına neden olur ve Radko' yla yolları şifahanede kesişir. İkisini birbirine yaklaştıran yaşadıkları benzer acılardır. Türkler bu şifahanede akılla ve gönülle harmanladıkları bilgilerle bimar hastalarını tıpkı öksürük gibi , ateş gibi tedaviye muhtaç birer hasta olarak görüp müzik, şu sesi , şifalı bitki ve yağlarla çağlar ötesi tedavi yöntemi uygularken, dönemin rahipleri ise akıl hastalarını mecnun, içinde şeytan var diyerek hücrelerde kırbaçlayıp, kafalarının içinde şeytan var diyerek haç işareti şeklinde kafa derilerini kesip tuzla ovar, diri diri ateşe atarak şeytanın ruhlarını terk etmesi sağlayarak tedavi etmeye çalışırlardı. Eser Radko ve Gülnihal'in yazarın "Önümde gri bir yol var. Umut kadar beyaz değil, umutsuzluk kadar da siyah. Olması gerektiği gibi, dünyanın kendisi gibi ,gri bir yol" dediği nahif aşk hikâyeleri etrafinda ele alınmıştır.

Darüşşifa’daki Oyalı KaseAyfer Güney · Rumuz Yayınevi · 202021 okunma

·

204 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Nevin Durmaz