Gönderi

Hep Yavuz’un Alevi katliamı yaptığı iddia edilir ve çeşit çeşit abartılı da rakamlar verilir ama Şah İsmail’in yaptıklarını kimse dile getirmez ya da kimsenin haberi yoktur. Ben de konuyla alakalı yıllar evvel bir tarih programı sayesinde bilgi sahibi olmuştum. Bir şeyler olmuşsa iki taraflı olmuştur. İki güçlü devletin çekişmesinde soğuk savaş dönemlerinde, savaş ortamlarında mazlumların olmaması istemesen bile kaçınılmaz olabilir. Bu bugün de aynıdır. Savaşların kaçınılmaz sonucu maalesef. Konuya dönersek eğer; Yavuz’un Alevi katliamıyla ilgili öne sürülen 40.000 rakamı öyle abartılıdır ki; bölge nüfusunu toplasan o kadar etmez. İran bugünün aksine tarihte Sünni’ydi. Hatta Sünniliğin kalesiydi. İran’ı Şiileştiren Şah İsmail’dir. Taş üstünde taş, gövde üstünde baş bırakmamıştır. Ya Şii olursun ya da ölürsün felsefesini uygulamıştır. Katliamsa mesele bu da katliamdır. Duyurulur. Sonuç olarak acının dini, milliyeti, rengi, mezhebi, meşrebi yoktur. Acı acıdır. Yakın tarihimizden örnek vererek konuyu kapatalım. Madımak ya da Başbağlar. İki taraflı olarak benzer insani duyguları hissetmiyorsak orada çok büyük bir problem vardır. Samimiyet yoktur. Selam olsun insan olanlara. (Sünni gelenekten gelen birisi olarak ve sayamayacağım kadar Alevi dostu, ağabeyi, kardeşi hatta dükkanının mal sahibi bir Alevi dedesi olan ve de derin sohbetlerimizin, muhabbetlerimizin, saygımızın olduğu birisi olarak bunları yazdım.)
·
90 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.