Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

192 syf.
10/10 puan verdi
SIVAS'I UNUTMA'K
Öncelikle kitabı, sistemde yüklü olan 192 sayfalık Cumhuriyet Yayınevi'nden değil, ilk baskısı olan 142 sayfalık Pencere Yayınları'ndan okuduğumu, ardından, yazımda geçireceğim "Sıvas" kelimesinde herhangi bir yazım yanlışı aramamanızı, zira yazarın da bu kelimeyi kapaktan içeriğe kadar her yerde, bile isteye bu şekilde kullandığını belirtmek istiyorum. Madımak Katliamı'nı baz alan yazınsal ve görsel her ürün beni derinden yaralıyor, bildiğim olayları yinelemekten bir adım öteye gidilmese de, okurken, izlerken çok ciddi bir duygu yoğunluğu, çok ciddi bir öfke patlaması yaşıyorum. Öner Yağcı'nın "Sıvas'ı unutmak" adlı bu eseri de katliamı unutmamak, belleklerde canlı tutmak, yaşanmışlıklara tekrar bir göz atmak adına iyi bir seçim oldu benim için. Bu konuya dair hepimizin söyleyeceği sözler, kuracağı cümleler aşağı yukarı aynı olacaktır. Malumunuz alnımızda kara bir leke! Sevgili Yağcı'nın bu bağlamda hepimizin hislerine tercüman olduğunu bildiğim ve kitabın baskısı olmadığı için erişim problemi yaşayacağınızı düşündüğüm için tanıtımımı yoğunlukla, onun tespitleri üzerinden yapmayı daha uygun buldum. Kitabın isminin, "Sıvas'ı Unutmamak" değil de "Sıvas'ı Unutmak" olması benim ilk dikkatimi çeken noktaydı ki ilk girizhagta yazar bunu açıklığa kavuşturdu : "Her şeyi unuttuğumuz bir dünyada, bir ülkede Sıvas'ı da unuttuğumuz gerçeğinden kaçmak istemedim. 'Sıvas' ve 'unutmak' sözcükleri bunun için yan yana geldi." Neydi efendim Sıvas?: Yaşamımızın dönüm noktasıydı. Ya da öyle olmalıydı. Duyarsızlığa dur denmesinin zorunluluğuydu. İnsan olmanın, çağcıl olmanın çığlığıydı. Çanların bizim için çalmasıydı. Sevdaya tırpanıydı ölümün. Yaşamın savunulması bilincinin ve duyarlılığının yumruğunu sıkmasıydı. Aklın-aydınlığın, alçaklığa-zorbalığa dur demesi için bir fırsatıydı Anadolu'nun. Peki ne oldu Sıvas'a? : Yaşamımızın dönüm noktası kılamadık "2 Temmuz"u, "Sıvas"ı. Dur diyemedik duyarsızlığa insan sesimizle. Çığlığını duyamadık çağcıl olmanın, insan olmanın. Ölümün sevdayı tırpanlamaya devam etmesini engelleyemedik. Alçaklığa-zorbalığa yeter demenin fırsatını kullanamadık. Aklı-aydınlığı sunamadık ülkemize... Kimin yarası yok söyleyin? Kim kanamıyor? Kimin acımıyor yüreği? Kimin "Sıvas" deyince, "2 Temmuz'' deyince ürpermiyor vücudu? Çoğumuzun mu yarası kanamıyor, yüreği acımıyor, çoğumuz mu ürpermiyoruz? Öyleyse umut tükendi insandan demektir... Sıvas, Cumhuriyetimizin temellerinin atıldığı, Anadolu'ya güneşin aydınlık ışıklarını saçan, Aşık Veysel'in mısralarına konu olmuş bir ilimiz(di). "İptida Kongre kuruldu burda, Cumhuriyet'i karar verildi burda, Bulanık fikirler duruldu burda, Yayıldı aleme ünü Sıvas'ın..." Türkü denilince ilk akla gelen, Pir Sultan'ı, Kul Himmet'i, Aşık Veysel'i, Ali İzzet Özkan'ı yetiştiren, yiğidolar memleketiydi Sıvas. Değişen Türkiye şartları ve siyasi düzen karşısında, sazıyla, sözüyle, şenliğiyle, gençliğiyle, kültürüyle direnmeye çalışıyordu. Ta ki tarihler 2 Temmuz 1993'ü gösterene kadar... Boğulduk, yandık, üşüdük, korktuk, ağladık Sıvas'ta...Bugün bağımsızlığımız çürütülmüşse, emperyalizmin yeni dünya düzeninin bir uydusu haline getirilmişsek, bu, Anadolu'nun aydınlık güçlerinin geri bir adım atması demektir. Ulusçuluğun yerini bağnaz bir ırkçılık ve şovenizm almışsa, laikliğin yerini kara sesler, şeriat çığlıkları, irtica ve yobazlık çılgın bir hızla almaktaysa, halkçılığın yerini zenginleri sevenlerin iktidarları doldurmuşsa, Cumhuriyet'in geriye doğru birkaç adım daha attığını kabul etmemiz gerekiyor. Öner Yağcı, yaşanan katliamın öncesine ve sonrasına oldukça hakim bir isim. Çünkü kendisi, Ali Balkız'ın daveti üzerine, Pir Sultan Şenliği'nde yer almış. Tüm şenlik katılımcıları gibi orada bulunma amacı; türkülerle, şiirlerle, söyleşilerle, kitaplarla, fotoğraflarla, karikatürlerle, semahlarla, tiyatrolarla, filmlerle, slaytlarla, sazlarla, sözlerle, çiçeklerle aydınlığı çoğaltmak! Aziz Nesin'in konuşmasını dinlemiş,, Metin Altıok'un dizelerine eşlik etmiş, Asaf Koçak'ın çizimlerine gülmüş, Hasret Gültekin'in sesinden türkülere konuk olmuş, üç telli curanın son ustası Nesimi Çimen'in muhabbetine ortaklık etmişti. Bu şekilde, "Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya" yeltenen bu insanlarımız, konakladıkları otelde "Gün Müslümanlığın gereklerini yerine getirme günüdür. Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkılacak! " diye naralar atarak, "Allahuekber'' nidalarıyla kendilerini sıkıştırıp, "diri diri yakan" bir güruhun kurbanı oldular. Ne güvenlik gücü geldi, ne devlet. Sanki devlet, Madımak Otelinde kuşatılan insanları şeriata, yobazlığa kurban vermişti. Bunun başka hiçbir açıklamasını bulamıyorum: Şeriata otuz beş yakılmış kurban! Sıvas, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir ili değil miydi? O insanlar bu ülkenin yurttaşları değil miydi? Devlet, her vatandaşın devleti değil miydi? Sayın Başbakan, Sayın Hükümet duymadınız mı? Görmediniz mi? Çağdaş teknolojinin harika aleti televizyondan da mı izlemediniz? Gazeteleri, dergileri de mi okumadınız? Sıvas'ta, Madımak'ta yakılan, bilim ve sanat aşkıydı. Yaşamın, barışın, kardeşliğin sevdasıydı. Yakılan kültürlü ve aydınlık gençleri, çocukları, genç kızları, doktorları, eczacıları, mühendisleri, mimarları, şairleri, tiyatrocuları, halkbilimcileri, edebiyat bilimcileri, karikatürcüleri, ressamları, müzikçileriydi güzel yurdumuzun. Laiklikti, Türkiye'ydi, Cumhuriyet'ti, aydınlıktı, çağdaşlıktı yakılan... Sıvas Katliamı, şeriat devletinin yerine çağdaş devletin ilkelerini koyan Cumhuriyete karşı Osmanlı artıklarının gövde gösterisidir. Nazım Hikmet'in deyişiyle; "Dörtnala gelip Uzak Asya'dan Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan Bu memleket" te; üzerinde yaşadığımız bu toprak parçasında sürdürülen aydınlık arayışlarının en önemli, en değerli kazanımı olarak gördüğüm Cumhuriyet'in gerçekleşmesi; bence Mustafa Kemal'e, onun düşüncesine ve eylemine yaklaşımın temelini oluşturmalıdır. Gecikmiş bir uluslaşma sürecini cesur, kararlı, programlı, akla ve insana uygun adımlarıyla hızlandırarak çağdaş bir ulus ve çağdaş bir devlet olma yolunda ufuklar açan Mustafa Kemal'i, 20. yüzyılın büyük devrimcilerinden biri yapan Cumhuriyet'tir. O'nun kendi deyişiyle "ilelebet payidar kalacak", sonsuza dek yaşayacak olan Cumhuriyet.... Bu konuda umudum ve inancım, aynı Pir Sultan'ın umudu ve inancı gibi sonsuzca... Şeriatın ve faşizmin aydınlığa, kültüre, insanlığa karşı işlediği bu cinayet, silinmez bir kan damlasıdır toprağımızın tarihinde. Oysa toprağımız karanlığa, şeriata, faşizme layık değil. Aydınlık gelmeli toprağımıza, gelmek zorunda, gelecek... Karanlık ve barbar ellerin yaktığı Madımak silinebilir mi tarihten? Ey insan! Nerdesin? Sokaktaki insan, küçük insan! Sen acı çekmeyi bilirsin, boyun eğmeyi ve yaltaklanmayı da! Susma! Susmak ortak olmaktır cinayete! Cinayet işlenirken susmak yakışmaz insana! Bağışlama!
Sivas’ı Unutmak
Sivas’ı UnutmakÖner Yağcı · Cumhuriyet Kitapları · 200910 okunma
··
4.015 görüntüleme
AkilliBidik okurunun profil resmi
Sıvas olayları sırasında haberleri izlerken nasıl isyan ettiğimi, nasıl boğulduğumu tekrar hissettirdin bana. Ne büyük bir çaresizlikti öyle... "Ama"ların arkasına sığınan bir avuç lanetli devlet görevlisinin açıklamaları arasında unutturulmak istenen ve benim bu zamana kadarki hayatımda tanık olduğum en büyük katliamdı Sıvas. Binlerce yıl öncenin barbarları gibi, çoluk-çocuk-genç-yaşlı demeden silahsız onlarca insanı canlı canlı, göz göre göre yaktılar ve sevinç çığlıkları arasında seyrettiler. Bununla da kalmayıp elebaşıları terfiler ettiler, büyük siyasi partilerin avukatlığına soyundular, ödüllendirildiler ama hiç ceza almadılar. Bizim ellerimizle seçtiklerimizin bizleri hiç mi hiç sevmediğinin, "vatan, millet" edebiyatı arkasında düzenlerini yürütmek dışında bir emelleri olmadığının sayısız örneğinden biridir Sıvas. En, ama en acı olanıdır. Kalemine sağlık sevgili arkadaşım, ellerin dert görmesin...
Seda okurunun profil resmi
Olayın vuku bulduğu dönemleri çok bilinçli bir şekilde anımsamıyorum ben. Evde herkes ağlıyordu, apartmanımızın tüm kadınları bahçede kendinden geçmiş bir halde "oyy ben ölem" çığlıkları atıyordu. Herhalde çok yakın bir tanıdığımız öldü, ondan bu ağıtlar diye düşünüyordum. Televizyondaki yangın görüntüleri, çığlıklar elbette hep gözümün önünde ama neydi o ateş, ne içindi, ölenler, öldürenler kimlerdi inan bilincinde değildim. Zamanla farkına vardıkça acıdı canım. Sadece eşe dosta, akrabaya komşuya değil, zulüm görmüş, haksızlığa uğramış her insanın ardından ağlanacağı, yas tutulacağı gerçeği ile tanıştım. Keşke dedim, 93'te aklı başında yetişkin bir birey olsaydım da, acılara, isyanlara ortak olabilseydim. Hepsinin ruhu şad olsun, ışıklarda uyusunlar. Kendi adıma, Madımak şehitlerinin herbiri benim için ayrı ayrı birer özgürlük, aydınlık mücadelesi neferi. Sağ ol
AkilliBidik
AkilliBidik
arkadaşım.
Gönül. okurunun profil resmi
6-7 yaşlarındaydım. Katledilen aydınların fotoğraflarını koymuşlardı. Heceleye heceleye hepsini okudum. Bir insanın bilerek yakılabileceğinin dehşetini yaşadım. Sonra belgeseli izlediğimde salyaları akan zalim yobazın sesini duydum: "Allah'ın ateşi" bu diyordu. Bu ses hiç kulağımdan gitmiyor. Bu utanç nesilden nesile hiç unutulmayacak. Unutursak üstümüze çöken bu zulmetten kurtuluş yok. Kalemine, yüreğine sağlık hocam.
Seda okurunun profil resmi
Unutulmaması için, içimiz kan ağlayarak da olsa hep canlı tutmamız lazım diye düşünüyorum Hocam. Tüm yaşananları, olduğu gibi tüm gerçekliğiyle evlatlarımıza, yeni nesile aktarmamız boynumuzun borcu. Allahın o ateşi, olayda parmağı olan, olaya seyirci kalan, tepkisizce izleyen, vicdanı sızlamayan her bir insanı içine çeksin diliyorum...
Seda okurunun profil resmi
Yazarın, okunmasını tavsiye ettiği, Madımak'a dair üç eser var, şuraya iliştireyim: Hidayet Karakuş (Orhan Kemal Roman Armağanı)
Şeytan Minareleri
Şeytan Minareleri
Lütfi Kaleli
Sivas Katliamı ve Şeriat
Sivas Katliamı ve Şeriat
Murtaza Demir
Ateş-i Aşk
Ateş-i Aşk
Murat Ç okurunun profil resmi
Ben tarih okumayan okurları genel anlamda eleştirmeyi dert edindim, bunun nedeni dünü anlamaktan kaçmak bugün yaşananları anlamamak demektir, daha dün gibi aklımızda olan Madımak bugün çok uzakta mıdır? Günümüz siyaseti bunun ne kadar uzağındadır? Kendi görüşünden olmayan terörist, vatan haini ya da en basitinden FETÖ'cü ilan edilmiyor mu? Evlerde tuttukları bilmem kaç milyon insanla övünmüyorlar mı? İyice arsızlaşanlar bizi zorlamayın evdeki silahlarımızı çıkarıp katliam yaparız demiyor mu? İktidarın rüzgarını yanında hisseden sürekli dökecek kan peşinde değil mi? Kadınların sürekli aşağılanma eğiliminde olduğu ülkemiz, çocuklara tecavüz edenleri savunup kalkan olmuyor mu? Bu ülke Madımak'ı unutalı çok oldu, onun gibi onlarca olayıda unuttular. Ama bugün ve yarın, yani hergün bir Madımak potansiyeli ile güne başlıyoruz. Tarihe sırt dönmek kitap okuyan okurlara yakışmıyor, bilmemek, merak etmemek yaşadıkları güne ihanet sayılır. Faşizm gelirken kim inanıyordu geleceğine? En kötüsünü yaşadığını sanan dünya Nazizm'den sonra daha kötülerine şahit olmadı mı? Neredeyse covid-19 öncesinde iyice arsızlaşan faşist sağ eğilimli, ayrıştırıcı ülke siyasetleri dünyayı sarmadı mı? Bu çağda gerçeklerden uzak olarak yaşayan nesil kendisine yazık eder, bu onların çağı, daha fazlasını bilmek, daha fazlasına tepki göstermeleri gerekir. Madımak'tan girdim başka yerden çıktım, çünkü her yer nefret kokuyor, yaşanacak gibi değil, nefes alınmıyor, cehalet kokuyor buram buram, kin ve nefret dolu sokaklar. Elinize sağlık inceleme için.
Seda okurunun profil resmi
Haklısınız
Murat Ç
Murat Ç
tüm türevleri gibi Madımak da unutulanlar, unutulmaya yüz tutulanlar arasında yerini aldı. Yakın ve yerli tarih okumama eksikliğimiz dediğiniz gibi hat safhada. Bizim kuşak da sanıyorum okuyanların son grubu. O nedenle hep diyorum ki, yeni neslin, tarihi anlamda doğru bir şekilde bilinçlenmesi için ebeveyn desteği çok ciddi bir unsur. Görsel medya bu hususta oldukça yetersiz. Tek umudumuz, tek kaynağımız, sağlam tahlilde kitaplar, tabii ki bilinçli ebeveynlerin yönlendirmesi ile... Çok teşekkür ediyorum, katkınız ve desteğiniz için, ellerinize sağlık.
Aysun okurunun profil resmi
Geldi çattı yine o acı gün... Biz ki onları Ankara'dan nasıl güle oynaya uğurlamıştık... Arkadaşlarımızı toprağa verirken ne o yaşadığımız acıyı, ne de o kulaklarımda, anaların dinmek bilmeyen çığlık ve ağıtlarını asla unutamıyorum.😔 İncelemeni okurken kendimi kötü hissettim. Kalemin daim olsun, yüreğin dert görmesin arkadaşım🥀
Çınar Kartal okurunun profil resmi
Bu hepimizin tramvasidir. Ben iki kizini burada kaybetmis ve aklini yitirmis bir anneyi tanimistim. Dehseti her seferinde iliklerime kadar yasiyorum. Uzun yillar kendi dogdugum ilin adını soylemek bana ağır geldi. Nerelisin? Sivas!!! Yananlardan mi? Yakanlardan mi?
Rîndkeş okurunun profil resmi
Yüreği güzel Hocam artık inan kelimeler bile kifayetsiz kalıyor bu coğrafyada... "AMA'siz bir şekilde yaşanan olaylara insanlar ilkeli bir karşı duruş sergilemediği için, Zilan, Halepçe, Madımak, Maraş, Gazi mahallesi,.... Bir sayfa yazabilirim, bu coğrafyada her takvim yaprağında bir trajedi saklı maalesef, ilkeleri ile yaşayan insanlar çok azınlıkta kaldığı için her daim yeni acılara gebe bu topraklar ( keşke haksız çıksam 😞) Ne zaman zulme AMA'siz karşı çıkmaya başlar insanlık o vakit belki bu şehre güzel bir film gelir ve mevsim bahar olmaya başlar 🙏💐
Seda okurunun profil resmi
At gözlüklerimiz çıkmayıp, kafamızdaki bağnazlıklar yok olmadıkça maalesef haksız çıkmazsınız Hoca'm. Maraş hakkında bir kitabı da haftaya okumak üzere indirdim raftan👍
Zeynep Çiçek Coşkun okurunun profil resmi
Yine detaylı güzel bir inceleme hocam ve o günü iliklerime kadar hissedenlerden biriydim nedeni o gün tayinimiz Sıvas'a çıkmış ve biz yoldaydık nereye nasıl bir yere ve neden bu vahşeti yaşadığımıza üzülüyordum 35 can ruhunuz şad olsun ışıklar içinde uyusunlar
Seda okurunun profil resmi
Ülkemizin en büyük ayıplarının başında geliyor bence Zeynep Hanım. Hâlâ, her daim iliklerimize kadar hissettiğimiz bu acı, bence hiç geçmeyecek. Onca kayıp asla geri dönmeyecek, ruhları asla huzur bulmayacak...
Yol Ayrımı okurunun profil resmi
Alevilerin çoğu Sıvaslılar ağırlıkta olmak üzere Sivas'a SIVAS deriz. İncelemeni okurken o zamanı tekrar yaşamış gibi oldum. Kalemine sağlık.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.